“İnsan eşref-i mahlûkâttır derdi babam

Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı…”

diyebaşlar “Amentü” şiirine İsmet Özel!..

İnsan, gerçekten eşref-i mahlûkâttır. Yaratılmışların en şereflisidir. Kendine verilen kıymeti bilse, ne kadar değerli olduğunu anlasa bir insanın kötü olması, kötülük yapması mümkün olmaz.

“Göklerdeve yerde ne varsa hepsini katından hizmetinize vermiştir.”diyor Rabbimiz Casiye Suresi’nin 13. ayetinde. Düşünebiliyor musunuz?Göklerde ve yerlerde olan her şey hizmetine verilen insanoğlu için bundan büyükşeref olabilir mi?

Ancak yaratılmışların en güzeli, en şereflisi olan insanoğlu; yaradılışına uygun davranmadığında ise hayvanlardan daha aşağı bir duruma düşüyor. Rabbimiz, bu durumu şöyle ifade etmiş Kur’an-ı azimüşşanda: “Gerçekten biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu aşağıların en aşağısına (esfel-i sâfilîne) çevirip indirdik!” (Tin 4-5)

Demekki insanoğlu, yaradılış gayesine ve fıtratına uygun yaşadığı sürece şerefli vekıymetli oluyor ancak dünyaya geliş gayesini unutup fıtratından uzaklaşıpAllah’a isyan ederse de hayvanlardan bile daha aşağılık bir yaratığa dönüşüyor.

Ohâlde bizden beklenen; dünyaya gönderiliş gayemize uygun yaşamak, fıtratımızauygun bir ömür sürmek…

Heyhât, insanlığın geldiği nokta pek de iç açıcı değil. İnsan, insanın yurdu olmaktan çıkmış; insan, insanın kurdu olmuş durumda. İyiye ve güzele davet edenlerin sayısı hızla azalırken, sadece nefsi için yaşayan, kötülüğe ve çirkinliğe davet edenlerin sayısı da hızla artmıştır. Kötü ve çirkin olan her şey, albenisi yüksek ambalajlarla insanlara sunulmaktadır.

Sokaklar,caddeler âdeta günah galerisi olmuş durumda. Boğazına kadar günaha batmak,özgürlük kılıfına sarılarak insanlara cazip gösterilmektedir.

Günahişlemek isteyenlerin önü açılmakta, günaha teşvik edilmekte, insanoğlununhayvanlar gibi sadece nefsi için yaşaması salık verilmektedir.

Kadınlar,sadece cinsel meta olarak pazarlanmakta; güçlü kadın martavalıyla fıtratındanuzaklaşmış, annelik duygusu köreltilmiş, ahlak ve namus kavramındanuzaklaştırılmış, utanma duygusu yitirtilmiş özgür(!) bireylerle donatılmaktadünya.

Erkekler;koruyan, kollayan, risk alan, ailesi için her fedakârlığı yapan kişilerolmaktan çıkarılmış; sadece nefsi için yaşayan, arzularını tatmin etmek içinhayvanlaşabildiği kadar hayvanlaşan bireylere dönüştürülmüş büyük oranda.

İnsan,kadın ve erkek olarak iki cins yaratılmışken şimdi üçüncü, dördüncü, beşincitürler piyasaya sürülüp meşrulaştırılmaya çalışılmış ve büyük oranda dabaşarılı olunmuştur maalesef.

İnsanların çoğunluğu şu anda dünyaya geliş gayesini unutmuş; yapmaması gereken her şeyi yapar, yapması gerekenleri ise yapmaz olmuş. Kısacası insanların ekseryeti, “a’lâ-yı illiyyîn”den yani yücelerin en yücesi konumundan esfel-i sâfilîn yani aşağıların en aşağısı durumuna sürüklenmiştir.

Bir an önce yaratılışgayemizi hatırlayıp özümüze dönmemiz, fıtratımıza uygun bir hayat yaşamamız veyaşatmamız lazım.

SözümüzüŞeyh Galib’in şiiriyle bitirelim:

Hoşçabak zâtına kim zübde-i âlemsin sen/Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.    

Hoşçabak kendine ki kâinatın özüsün sen /Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansınsen.