Türkiye ve Pakistan arasındaki ilişkiler nasıl hükümetlerin değişmesinden pek fazla etkilenmeyecek kadar köklü ve derinse Riyad ve İslamabad arasındaki ilişkiler de aşağı yukarı öyledir.

Suudi Arabistan, Pakistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerdendir ve iki ülke arasındaki dini, siyasi, kültürel ve ekonomik bağlar güçlüdür.

Bununla birlikte söz konusu ilişkilerde çeşitli sebeplerle ara sıra iniş çıkışlar olmuştur.

Örneğin, Hindistan Anayasası’nın 370’inci maddesiyle Cammu Keşmir’e sağlanan özel statünün ırkçı Modi hükümeti tarafından kaldırılması karşısında Suudi Arabistan’ın sessiz kalması ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Yeni Delhi Büyükelçisi Ahmed El-Benna’nın “Keşmir halkının sosyal ve ekonomik koşullarını düzelteceği” iddiasıyla kararı desteklemesi Pakistan’ı kızdırmıştı.

Suudi Arabistan’ın Keşmir krizine verdiği cılız tepkinin Pakistan tarafından eleştirilmesi üzerine Riyad, İslamabad’la daha önce yaptığı kredi ve petrol tedarik anlaşmasını sona erdirdi.

Daha da ötesi, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ödenen kredinin ilk taksitini zamanı gelmeden Pakistan’dan istedi.

2019 yazında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi’ne katılmak için Suudi Arabistan’a giden Pakistan Başbakanı’nın kameralar önünde Kral Selman bin Abdülaziz’e tepki göstererek bir şeyler söyledikten sonra çevirmeni beklemeden arkasını dönüp gitmesi uzun süre konuşuldu.

Suudi Arabistanlılar, İmran Han’ın o günkü tavrını iç unutmadı ve Pakistan Parlamentosu’nda yapılan güvensizlik oylaması sonucu başkanı olduğu hükümetin düşmesine çok sevindiler.

Riyad’ın İmran Han’dan hoşlanmamasının bir sebebi de Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinin kötüleştiği bir dönemde Türkiye’yle yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la özel ilişki kurmasıydı.

Buna rağmen her iki ülke de belli konularda geri adım atarak aralarındaki ilişkilerin daha çok kötüleşmesine izin vermedi.

İmran Han, Suudi Arabistan’ın baskılarına boyun eğdi ve Aralık 2019’da Kuala Lumpur’da düzenlenen zirveye katılmadı.

Geçen yıl Riyad’ın Pakistan'ın ödemeler dengesini desteklemek için 1,2 milyar dolarlık ticaret finansmanı sağladığı ve Pakistan Merkez Bankası'na 3 milyar dolar sunduğu açıklandı.

Suudi Arabistan’da 2 milyondan fazla Pakistanlı işçi çalışıyor.

İmran Han’ın Kuala Lumpur Zirvesi’ne katılmaktan son anda vazgeçmesinin sebebinin Riyad’ın Pakistanlı işçileri ülkelerine gönderme tehdidi olduğu söyleniyor.

Pakistan’ın Suudi Arabistan’a maddi açıdan bağımlılığına karşılık Riyad’ın da bölgesel dengeler açısından İslamabad’ın desteğine ihtiyacı var.

İki ülkenin ara sıra yaşanan gerginliklere rağmen ilişkilerini onarmayı başarmalarının ardında yatan işte bu karşılıklı bağımlılık.

İmran Han başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan’a gerçekleştirmişti.

Yeni başbakan Şahbaz Şerif’in de yurt dışı gezilerine Riyad’dan başlaması bekleniyor.

Bununla birlikte, Pakistan’ın Suudi Arabistan’la ilişkilerini belirli bir dengede sürdüreceğini söylemek yanlış olmaz.

Şahbaz Şerif’in kardeşi Navaz Şerif’in başbakanlığı döneminde Pakistan’ın Yemen’e asker göndermeyi reddettiği unutulmamalı ve İslamabad’ın tümüyle Riyad’ın eksenine girmesi beklenmemeli.