IŞİD Entertainment sunar : IŞİD’in reytingleri

Kötü adamlar var, çok kötü adamlar. Öyle fenalıklar yapıyorlar ki sapıkların, sadistlerin bile sınırlarını zorluyorlar. Kendilerine IŞİD diyorlar, Arapçası ile DAEŞ, İngilizcesi ile ISIS. Her hareketleri bir gösteri, bir organizasyon, bir trajik prodüksiyon. Doğal olarak reyting telaşları var. İzlenmek, bilinmek istiyorlar.

İlk zamanlar sokaklarda rastgele insanlara ateş ederek ünlü olmuşlardı, herkes onları konuşuyordu. Hareket halindeki bir arabadan yoldan geçenlere ateş ediliyor, insanlar öldükçe arabanın içindeki sadist adamlar sevinç çığlıkları atıyorlardı. Sonra bu, zamanla ilgi çekmemeye başladı; çünkü bizler eskisi kadar reyting vermemeye başladık. Sıraya dizilmiş insanların silahlarla vurulduğu görüntüler gelmeye başladı ardından, sonra çukurlarda toplu öldürmeler derken canlı canlı kafa kesmeler görülmeye başlandı. Birkaç ay iyi reyting aldılar. Tekrar gündemden düşmeye başladıklarında meydanlarda ellerinden, kafalarından çivilenerek ölen insanların olduğu prodüksiyonlar yapmaya başladılar. Telefonlarda en çok paylaşılan prodüksiyonlarını sunmaya başladılar şov dünyasına. Hepimiz çılgınlar gibi kafa kesme görüntülerini paylaştık. İnternet sitelerinde 100 milyon tıklanmayla, ultra lüks tatil reklamları, çanta ve banka reklamlarıyla birlikte IŞİD kafalar kesiyordu, biz de izlerken iğrenmiş numaraları yaparak hayatımıza devam ediyorduk.

Ve şov dünyasının değişmez kuralı: Seyirci sıkıldı, reytingler düşmeye başladı.

Yeni prodüksiyonlar gelmeye başladı. Kafes içinde yanan insan görüntüleri. Bir gece prime time yayın zamanına denk gelen bir saatte IŞİD’in yeni bölümü yayınlanmıştı. Kafesin içinde insanları diri diri yakıyorlardı. Biz medeni, çağdaş, modern, akıllı vesaire gelişmiş insanlar olarak hızlıca yaydık bu yeni bölümü. Çok iğrendik ve çok beddualar ettik; ama reyting… Düştü.

Araba içinde roketle vurmak, demir kafesle havuza batırıp boğmak derken trajik prodüksiyonlar artarak devam ediyor.

Prodüksiyon kalitelerine diyecek bir şey yok. Türkiye’de yayınlanan bütün dizilerden daha iyi çekim yapıyorlar. En son izlediğim prodüksiyonda, yakın planlar için makro lensler, su altı kameraları, ölüm anlarında etkiyi arttırmak için tele lenslerle uzaktan alınan planlar, ağır çekimler için özel Phantom kameralar ve ışık. Hepsi kusursuz. Ritimle uygun montaj, yüksek çözünürlüklü render alınmış logo animasyonlar da eklenince ortaya üst düzey bir prodüksiyon çıkmış.

Bence daha da çarpıcı olan kadrajlardaki altın oran. Benim diyen görüntü yönetmenlerinin çoğunun haberinin bile olmadığı estetik kurallara dikkat edilerek çekilmiş yerli yerinde kadrajlar kullanıyorlar.

Entertainment yani eğlence sektörü içinde IŞİD dönemin en karlı organizasyonlarından biri olabilir. Eğlenmek demek illa gülmek demek değil, korku filmi izlemek de eğlenmek. İnsanlar izlerken korkmayı seviyorlar (Niye? Bu çok eğlenceli bir tartışma konusu, başka bir zaman tartışırız inşallah)

Her şey Roma İmparatorluğunda “hastalık olmazsa tıp ölür, korku olmazsa devlet ölür” denildiğinde başladı. Selametle.