İsrail’de protesto gösterileri artarak devam ediyor. Hamas’la müzakere masasına dönülmesini ısrarla talep eden aileler, açlık grevine başlayacaklarını duyurdu.

İsrailli esirlerin kendi ordu silahlarıyla vurulması olayı da geçen haftaki protestolara damgasını vurdu. Gazze'de üç İsrailli esir; üstsüz olmalarına ve ellerinde beyaz bayraklar bulunmasına rağmen İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülmüştü. Ordunun yaptığı tahkikat ve ardından gelen açıklamalar kamuoyunu tatmin etmediği gibi, tabur komutanının itiraf niteliğindeki sözleri büyük tepkiyle karşılandı.

Gazze’de İsrail’in öldürdüğü üç esir, şehrin doğusunda yoğun çatışmaların yaşandığı bir mahallede yer alan binadan çıktıktan sonra hedef alınmıştı.

Cumartesi günü yapılan ön soruşturmaya göre, bu üç kişi üstsüz olmalarına ve ellerinde beyaz kumaştan yapılmış bir sopa bulunmasına rağmen, yakındaki bir binanın üst katında bulunan askerler tarafından tehdit olarak algılanıp kendilerine ateş açıldığı belirtildi.

Olayın gidişatına bakıldığında işin trajik kısmının ateş açıldıktan sonra devam ettiği anlaşılıyor.

İBRANİCE YARDIM ÇIĞLIĞI

İsrailli esirlerden ikisi, askerlerin ateşiyle hemen ölürken üçüncü esir yaralanıp binaya geri kaçtı.

Yaralı esir, İsrail askerleri tarafından takip edildi. Bu arada binanın içinden İbranice bir yardım çığlığı duyuldu. Buna rağmen askerler, durumu değerlendirmeden içeri girip yaralı esiri vurarak öldürdüler.

Olay medyaya yansıyınca İsrail’den sivil itirazlar gecikmedi. Bunun üzerine IDF, konuyu soruşturmak üzere ilgili tabur komutanını görevlendirdi.

Vurularak ölenlerin esir olabileceği değerlendirildikten sonra kimlik tespiti için üç ceset İsrail’e götürüldü.

Özensiz soruşturma raporunda askerlerin angajman kurallarına uymadıkları itiraf edilmekle birlikte ordu yetkililerinin, vurma kararına yol açan koşulları "anladıkları" yazıldı.

Gelen tepkiler, İsrail medyasını da olaya dâhil etti. Haberlere göre, askerler iki gün önce bölgede, duvarında  "Yardım edin! Üç rehine" yazılı bir bina tespit etmişti.

İsrail ordusu şu sıralar, vurulan bu üç İsraillinin ilk olarak o binada tutulup tutulmadığını ve muhafızları tarafından terk edilip edilmediklerini araştırıyor. Sonucu belli olan bu olay, ordunun başını uzun süre ağrıtacak gibi duruyor.

İSRAİL’DE SULAR DURULMUYOR

Ordunun cuma günü üç esiri öldürdüğünü açıklamasının ardından yüzlerce İsrailli gösterici, Gazze’de tutulanların serbest bırakılması için bir esir takası anlaşması yapılması talebiyle sokaklara döküldü.

İsrail medyasına göre, aileler cumartesi günü protestolarını yoğunlaştırmayı görüşmek üzere bir toplantı düzenlediler.

Esirlerin devlet tarafından geri getirilmesi hususu İsrailliler için önemli bir millî mesele. Zira İsrail’de kadın ve erkek bütün vatandaşların askerlik yapma zorunluluğu bulunuyor. Bu durum, İsraillilerden vatanları için kendilerini feda etmelerinin beklendiği ve devletin de onları geri getirmek gibi bir yükümlülüğü olduğu şeklinde algılanıyor.

NETANYAHU’YA HUZUR YOK

İsrail halkının en az yarısı, savaştan önce zaten başbakanlarına güvenmiyordu. O zamandan bu yana Netanyahu da esirleri eve getirecek doğru kişi olduğuna dair vatandaşlarını tam olarak ikna edecek bir şey yapmadı.

Tam da bu nedenle binlerce insan Kudüs’teki başbakanlık ofisine yürüyor ve hükûmetin, esirlerin özgürlüğünü güvence altına almasını talep ediyor.

Netanyahu için siyasi hayatının devamı her şeyden daha önemli. Hakkında biriken savaş suçlarını da düşünürsek bu protestolar, yaklaşan sonunu kendisine her gün hatırlatıyor.

O hâlde protestolara bir katkı da biz sunalım ve buraya Netanyahu için çarpıcı bir slogan bırakalım:

“Gün gelir hesap döner”