Son günlerde Arakan’da yaşanan, Myanmar askerlerinin Müslümanları katletme hadisesini hep birlikte izlemekteyiz.. İzliyoruz yalnız..! Kimimiz kinlenip, öfkelenip Myanmar yönetimine ve askerlerine küfür ederken kimimizde beş vakit Arakan’daki Müslüman kardeşlerimizin zulümden kurtulması için Allah’a yalvarıyoruz. Kimimiz dua ederken kimimiz kinlenip, küfür etmeye devam ederken İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Arakan’daki Müslüman kardeşlerimiz için toplanmışlar. Toplantılar ve en güzel yaptıkları işi yaptılar; ‘Myanmar yönetimini ve askerlerini kınadılar’.

Nerede Batı?

Nerede AB?

Nerede İnsan Hakları Örgütleri?

Nerede Demokrasi ve İnsan Haklarından bahsedenler?

Biliyoruz ki mesele Müslüman olunca hepsi körleşip, sağırlaşıyorlar. İnanın bunların karakteri, tıyneti bu, bir şey beklediğim falan yok, kızmıyorum da bunlara. Bunlar doğaları gereğini yapıyorlar. Benim derdim Türkiye haricindeki İslam ülkeleriyle. Müslümanların koruyucusu, kollayıcısı sadece Türkiye mi?

Nerede ABD’den bilmem kaç bin milyarlık silah alan Suudi Arabistan?

Nerede daha dün ambargo yaşayıp da rahatlayan Katar?

Nerede ‘İslam’ Cumhuriyeti İran?

Nerede çok muhterem İslam alimi!, ‘Budizm sevgi ve ahlak dinidir’ diyen Fetullah ?

Sayacak onlarca ülke ve zat var tabi. Bunlar “Harese” yapmaktan zaman bulamıyorlar tabi Müslüman’ın dertleriyle dertlenmeye.

Harese şudur sevgili okur: Develerin çölde çok sevdikleri bir diken vardır ve o dikeni gördükleri yerde koparıp çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu devenin daha da çok hoşuna gider.  Böylelikle yedikçe kanar, kanadıkça yer. Bir türlü kendi kanına doyamaz. Engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Harese budur. İslam dünyasının pür meali budur.

Tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur. Onun için diyorum ya bize ne Batı’dan bize ne AB’den bize ne BM’den. Müslümanlar onların umurunda değildir ve kınar geçerler. Biz bize düşmeden, biz yere düşmeyiz. Onlar da biliyor, bizi bizsiz yenemezler. Kırk sene ağaç kovuğundan kalkmayan uyuşuk Budistler bile Müslüman katlediyor. Artık zilletin her türlüsünü tecrübe ettik. Uyanmaktan başka çaremiz yok.

Türkiye’den başka bir ülke, Recep Tayyip Erdoğan’dan başka bir lider Arakan’daki Müslüman kardeşlerimiz için bir şeyler yaptılar mı? Zannetmiyorum yaptıklarını, yapacaklarını. Onun için biz; ‘Recep Tayyip Erdoğan Ümmetin son ümididir’ dediğimizde kimse şarlamayacak ve salyalarını akıtmayacak.