Öncelikle şunu net olarak ve en başından ifade edeyim: Parlamenter Sistem -güçlendirilmiş de olsa- milletin değil, muhalefet partilerinin sorunudur; meclis dışı olanlar da dahil…

Çünkü beş yıllık seçimsiz hatta seçim ihtimalsiz geçen süreyi çok uzun buldukları kanaatindeyim; kazanamayacakları çok açık partiler için de durum aynıdır, hatta daha da ileridir belki…

Varlıkları sadece seçimlerde gündeme gelebilecek partiler, sürekli gündemde kalmak için “seçim” demek zorundalar zira…

Peki, muhalefet partilerinin gündemde kalma fantazisi, Parlamenter Sistemin geçmişte bu ülkeye hangi bedelleri ödettiği gerçeğinden daha mı öndedir?

Kısa ömürlü -çoğu zaman koalisyon- iktidarların oluşturduğu siyasi türbülansların bütün faturasını, bu millet ödedi…

Darbelerle, muhtıralarla kaybettiği özgürlük, refah bir daha geri alınabilir mi, alına bildi mi?

Şimdi yeniden bu ülkeyi aynı günlere döndürmek istiyorlar…

Ne uğruna peki?

Başka bir vaatleri kalmayınca, “Sizi geri götürelim, oralar aslında çok şanlıydı, mübarekti” diyerek, bir “iktidar öğütücü”ye ülkeyi yeniden yem etmek için…

Çünkü “iyi” diyebileceğim bir şey hatırlamıyorum…

Nasıl bir "siyasi türbülans"a sürüklenmek istendiğinin farkında mısın kardeşim?

Benzemez altı kişinin yönetmek istediği bir ülkenin bütün sancılarına da hazır mısın?

Cumhurbaşkanlığı Seçimi, sonra Referandum -tabi evet çıkarsa- daha sonra da Başbakanlık seçimi yapmak istiyorlar...

Cumhurbaşkanının nasıl seçileceği ise bir meçhul hala…

Millet kazandığı hakkı geri verir mi?

-Ki vermeyeceği kuvvetle muhtemel…-

Vermez ise çift başlı bir yönetim krizsiz kalır mı?

Sayın Erdoğan ile aynı partiden olmalarına rağmen bir Davutoğlu örneği daha dün yaşanmadı mı?

Geçmişte sorulmadı ama şimdi soracaklar; güç senin elinde yani…

Bu belirsizliklere hazır mısın?

Yoksa hala aday tercihinde "terlik bile olsa oy vereceğim" düzeyinden misin?

Bu ülkeye ve onu yirmi yılda yüz yıl ileri götüren liderine rağmen, kendini bu denli çaresizlikte görenlerden misin?

Bu ülkeye ve onun geleceğine gönül vermiş, “güçlü Türkiye” diyen seçmen kardeşim; iyi bil…

Bu dayatılan şey, senin gündemin ve önceliğin değil, olamaz…

Dün, “evet” dediğin şey için bugün birileri sana; “O gün uyuyordun, şimdi gerçeği gördün” demek istiyor…

İnanacak mısın bu çıkarcı sufleye…

Bir hipnoz marifetiyle -zor olduğunu ama çaresiz olmadığını bildiğimiz bu günlerde- ilgili ilgisiz her şeyi almayacak bir tencereye doldurmak istiyorlar…

Unutma!

Güçlü bir devlet için güçlü bir lider olmazsa olmazdır; tarihe bak görürsün…

Güçsüz lider isteyenler, iktidarda gözü olan ve onu kukla gibi oynatmak isteyenlerdir…

Gerisi de senin idrakine emanettir…