“Çocuklarımızı tarikat karanlığında yalnız bırakmayacağız” diyen grupların LGBT’yi savunduğunu biliyorsunuz değil mi?

LGBTI+ ne demek? Artı kapsamına çocuklarla ve hayvanlarla cinsel yaşam sapkınlığının girdiğini duymayan kalmadı artık. Yani eşcinselliği savunanlar, Avrupa’da pedofili ve zoofilinin de “normal” bir “seçim” olduğunu ve dolayısiyle çocuklar ve hayvanlarla evlenilebilmesi gerektiğini savunuyor. Konuyu teknik ve güncel detaya boğarak dağıtmak istemiyorum. Fakat Avrupa’daki güncel tartışmalar bu yönde.

Yani iki gündür dine ve tarikatlara saldıran kesimlerin, “Ziya Gümüşel’in kızını çocukken mi evlendirdi” sorusuyla samimi bir şekilde ilgilendiklerini düşünmüyorum. Dertleri çocuk falan değil. Çünkü zaten kendileri fazlasıyla gevşemiş bir hayat anlayışına sahipler.

Sapkınlığın dibini bulmuş bu kesim, güncel mevzu üzerinden, toplumun vicdanına operasyon çekiyor.

Buradan siyasi rant elde etme gayesi ise cabası.

Ha bir de sokağa çağrı yapanlar var. Onlar, işin militanı. Unutmasınlar. Fazla iştah zararlıdır; dişle mezar kazmak gibidir.

İkinci bir Fadime Şahin olayına fırsat verilmez.

ÇOCUKLARA UZANAN ELLER KIRILSIN

Peşinen söylemek isterim. Söz konusu çocuk olunca, akan sular durmalı. Yer yerinden oynamalı.

Bu açıdan amasız, fakatsız kim yavrularımıza taciz ve tecavüzle kötülüklerin en alçağını uyguluyorsa iki dünyada da gün yüzü görmesin.

Bu açıdan bu konu kapsamında hiçbir hapis cezasının yeterli olmadığını düşünenlerdenim. Asılsınlar. Çünkü bu tiplerin, hapishanede ıslah olma gibi bir ihtimalleri yok.

HKG OLAYI HANGİ AŞAMADA?

İsmailağa Cemaatine bağlı Ziya Gümüşel’in kızı HKG’nin, açmış olduğu davayı konuşuyoruz günlerdir.

HKG’nin eşine ve babasına yönelttiği suçlar var. 6 yaşında evlendirildiğini iddia ediyor.

Aile ise HKG’nin iddialarını reddediyor ve psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyorlar.

Fotoğraflar, ses kayıtları, açıklamalar vs.

Olay şu an aydınlatılmış değil ve her şey iddia boyutunda. Bu nedenle ne aile ne de HKG hakkında yorum yapmayacağım.

Sürece Aile Bakanlığı müdahil oldu. AK Parti sözcüsü açıklama yaparak olayın aydınlatılması için takipte olduklarını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı zaten bilinen bir gerçeği tekrar açıkladı. Çocuk yaşta evliliğin dinen yasak olduğunun altını çizdi ve çocuk istismarıyla mücadele noktasında kararlılıklarını ifade etti.

İsmailağa Cemaati ise evlilik yaşının resmi nikah yaşıyla paralel düşünülmesi gerektiğini savunduklarını açıkladı.

Yargı süreci işliyor. Dava karara bağlandıktan sonra daha net konuşabileceğiz. Şu an iki tarafın iddialarında da muğlaklıklar var. O nedenle iddialı cümleler kurmak yersiz olur.

DİNDARLAR GENELLEME YAPMIYOR VE İÇLERİNİ TEMİZLİYOR

Bu olayla birlikte bazı döngülerden sıkıldığımı fark ettim.

Bir olay yaşanır ve laik-sol-seküler kesim o olay üzerinden tüm muhafazakar-mütedeyyin ve dindar topluluklara höykürmeye başlar.

“Hepiniz tacizcisiniz, hepiniz hırsızsınız.”

Bu nefretin büyüklüğünü anlamak güç. Bu edepsizlik, bu hayasızlık neden diye soruyorum kendime.

Neden bu toptancı, genellemeci bakış?

Sorsan hepsi okumuş, pek kültürlü, çok entelektüel… Ama konu dindarlara gelince ne ilke kalıyor ne edep, ne haya.

Mesela Ensar olayı üzerinden tüm muhafazakarlara ithamda bulunduklarında, dindarlar ne yaptılar? Ensar Derneği de dahil kimse, konunun üstünü örtmedi, o kişiyi elleriyle yargıya teslim ettiler.

Bu gibi durumlarda seküler kesim olay kendi mahallesinden çıkmışsa reddederek, üstünü örtmeyi tercih ediyor, sorunlarını halının altına süpürüyor. Dindar kesim ise kişiyi elleriyle yargıya teslim ederek içini temizliyor.

Olay karşı mahallede cereyan etmişse sol-seküler-laik kesim, olay üzerinden tüm dindarları, dindarların tüm kurumlarını, dini ve şeriatı hedef alarak hepsinin cezalandırılması ve yok edilmesi gerektiğini savunuyor, tüm müslümanları suçluyor, topunu birden zan altında bırakıyor. Dindar kesimse karşı cenahta olmuş bu ve benzeri olaylar için toptancı bir bakış açısına girmeden sadece olaya konu olmuş failleri kınıyor.

KAPATMAK YETMEZ ÜSTÜNE BETON DÖKÜN

Gelelim örneklere…

HKG Davası nedeniyle, dava karara bağlanmadığı halde iddiaların gündemde geniş yankı bulması nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, HKG’nin babasının kurmuş olduğu Hiranur Vakfı’nın kapısına kilit vurdu.

Türkiye İşçi Partisi üyeleri “tarikatlara barikat, kahrolsun şeriat” sloganları attı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı çocuk istismarına göz yummakla suçladı.

Bu gelişmeler kapsamında CHP’den HDP’ye, sol marjinal partilerden STK örgütlerine kadar hepsine bu konularda neden iki yüzlü davrandıklarını sormak istiyorum.

Benzer olaylar kendi mahallenizde olunca neden ölü numarası yapıyorsunuz?

Şimdiye kadar PKK’nın dağa kaçırdığı ve tecavüz ettiği 8 yaşındaki çocukları neden gündeminize almadınız, neden PKK’yı lanetlemediniz ve çocuklarımızı savunmadınız?

İstek Vakfı’nın okulunda, öğretmeni tarafından 5 yaşındaki öğrenciye, cinsel istismar suçunun işlendiğine dönük haberler gündeme düştüğünde, neden üç maymunu oynadınız?

Neden İstek Vakfı’nın kapısına kilit vurmadınız?

CHP kurultayı için Kuşadası’ndan Ankara’ya giden ve partilileri taşıyan otobüste, 14 yaşındaki bir erkek çocuğuna taciz iddiasıyla gündeme gelen CHP’li şahıs için neden sustunuz, konuyu neden örtbas ettiniz? Neden CHP’nin kapısına kilit vurmadınız?

HDP eski milletvekili Tuma Çelik’in HDP üyesi bir kadına tecavüz ettiği detaylarıyla ortaya çıktığında neden tüm dünyayı ayağa kaldırmadınız? Neden mağdur kadını susturmak için uğraştınız? Neden HDP’nin kapısına kilit vurmadınız?

Örnek çok, fakat kendimi daha fazla yormayacağım.

İkiyüzlülükleriniz, karakterinizin gereğidir.

İlkesizlik, yaşam tarzınız olmuş.

Şu hatırlatmayla bitireceğim.

Bu topraklarda dine-diyanete hadsizliğin bedeli vardır. Bu da böyle biline.