Sosyal medyadaki üslupsuzluk çok kötü değil mi?

Yazıma ilk defa bir soruyla başladım. Bugün yazacak çok konu vardı ama ‘tartışma adabını bilmeyenler’ benim açımdan tüm meselelerin önüne geçti.

Kaç gündür susuyorum ama seviye, artık utanç sınırına ulaştı.

Melese şu; Sumud filosunda alıkonulan ve sonrasında yurda dönen vatandaşlarımız hakkında üretilen tezviratlar, gerçekten çok çirkin boyutlara ulaştı.

Aktivistlerin mimiklerinden konuşmalarına her halleri eleştirildi.

Prim yaptıkları, reklam peşinde koştukları ifade edildi. Daha fenası da panellerden elde edecekleri gelirlere kadar her şey hesap edildi ve Filistin meselesini araçsallaştırmakla suçlandılar.

Yabancı aktivistler örnek gösterildi, bakın “nasıl da dolu-doğru konuşuyorlar” dendi.

“Yabancıların konuşmalarında tamamen Gazze’ye odaklanıldı, kimse ihtida hikayelerinden, nasıl işkence çektiklerinden bahsetmedi” diyerek eleştiri yapıldı.

Eleştirilerin içerik kısmında kısmen haklılık payı olabilir ve fakat hiçbir aktivist prim kasmak veya reklam peşinde koşmak gibi âdî bir suçlamaya maruz kalmamalıydı.

Tarzını beğenmeyebilirsin, takip etme!

Söylemi sana hitap etmiyordur, dinleme!

Fakat bunun da ötesine geçerek isim isim liste yaparak suçlamak, niyet okuyuculuğuna girişmek, iddianı kendi içinde tutmayıp afişe etmek; çok cüretkâr bir girişim değil mi?

Ya düşündüğün gibi değil de diyelim ki; liste yaptığın kişilerden birisi sadece ve sadece Allah rızası için gitmiş ve sadece O’nun rızası için medyada görünüyorsa ne yapacaksın? Bu iftira olmaz mı? Bu koğuculuk olmaz mı?

Yazarken, çizerken, konuşurken itidali korumak gerekir.

Acaba kıskandık mı, gıpta mı ettik? Hayırdır ne oluyor?

Karşı tarafı reklamcılıkla suçlarken acaba kendimizde bir ego sorunu var mı, yoklamak gerekmez mi?

Ben nefsime ne kadar söz geçirebiliyorum ki başkalarını yargılayabileyim…!

Çok tehlikeli sularda gezinenler var. “Allah korusun” diyorum.

Gazze soykırımını gündemde tutmak istiyorsanız, o beğenmediğiniz içerikler de yine dolaylı olarak Gazze’ye işaret etmekte. Farkında mısınız?

Her tarzın bir alıcısı vardır.

İnsanları tek tipleştirme çabası doğru değildir, mümkün de değildir.

Beğenmiyorsanız beğendiğinizi izleyiniz efendim.

İşte o nedenle sayısız TV kanalı var. İdeolojisi, yayın politikası ve tarzı birbirinden çok farklı yüzlerce kanal yayında. Her biri bir kesime hitap eder.

Cins, cinsi çeker.

Kendine yakın olanı bulursun. Ve fakat diğerine üstenci bakmaya daha da ileri giderek aşağılamaya ve suçlamaya kalkarsan sen yanlışa düşmüş olursun.

Zaten çok kalabalık değiliz. Medyada kaç tane fenomenimiz, kaç tane yıldız gazetecimiz, kaç televizyoncumuz, kaç kanaat önderimiz var?

Sayımız çok değil, bari birbirimizi paçasından aşağı çekerek bu halkayı daha da etkisizleştirmeyelim.

Bırakın daha çok tanınsın, daha çok panele katılsın, daha çok röportaj versin. Eğer sen de kıymetli bir iş üretiyorsan başkalarının daha çok tanınması, senin kıymetinden hiçbir şey azaltmaz.

Üretmeye, paylaşmaya, dayanışmaya devam olsun.