Kur’an’da adı geçen mübarek zeytin, kadim uygarlıklar kadar eski bir meyveli ağaç. Önemini hiçbir çağda yitirmemiş zeytin, Akdeniz uygarlığının da sembolü durumunda. Hatta Akdeniz Uygarlığı yerine rahatlıkla Zeytin Medeniyeti de denebilir. Tarım devrimini de içine alan ve bugün hâlâ sofralarımızın baş tacı olan zeytini 11 bin yıldır kullanıyoruz. Üç büyük dinin kutsal kitaplarında da defalarca zeytinden bahsedilmekte.

Dünyada ve Türkiye’de zeytincilik…

Dünyada bir milyara yakın olan zeytin ağacının % 95’i Akdeniz havzasında, geri kalanı ise Latin Amerika ülkelerinde bulunuyor. Dünyada 21 milyon tonluk yıllık zeytin üretiminin 3,5 milyon tonunu da zeytinyağı üretimi oluşturuyor. 170 milyonun üzerinde ağaçla Türkiye, zeytin üretiminde Dünya’da 6. sırada. En çok üretimi sırasıyla İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Suriye gibi ülkeler yapıyor.

İspanya dünya zeytin üretim alanının %24,3’ünü, Tunus %17,7’sini, İtalya %11,1’i, Yunanistan %9’unu ve Türkiye %8’ini sınırları içerisinde bulundurmaktadır. Türkiye’de zeytin üretim alanı, 2004 yılından itibaren düzenli olarak artış göstermiştir. Türkiye, 2013 yılında, hektardan alınan 2,03 ton zeytin ile zeytin verimi bakımından Mısır (9,79), İtalya (2,56), İspanya (3,15) ve Yunanistan’ın (2,15) ardında 5. sırada yer almaktadır.

Sağlık için de zeytin

Sadece ekonomik bir mesele değil zeytin. Aynı zamanda sağlıklı yaşamın da en önemli unsuru zeytin. Çeşitli hastalıklarla birlikte kanser riskini de azalttığına dair yeni bulgular, zeytinyağının öneminin her geçen gün biraz daha artmasına sebep oluyor. Binlerce yıldır ilaç ve güzellik unsuru olarak kullanıldığını hatırlatmaya gerek bile yok.

Zeytin için ne yapılabilir?

Ağaç sayısı günden güne artsa da verimlilik artışı noktasında ciddi duyarsızlıklar var ve bu konuda çok az bir duyarlılık var. Kıyı Ege, Güney Marmara ve Akdeniz bölgeleri zeytin üreticileri başta olmak üzere zeytin üreticilerine dönük devletin Millî Tarım Projesi içinde zeytinciliğe ilişkin büyük bir alt başlığın açılması gerekiyor.

Yıllar önce dile getirilen Türkiye Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin hâlâ kurulamamış olması, Türkiye’nin tarım alanındaki en büyük eksiğidir. Millî Tarım Projesi’nin bu gibi stratejik ürünlerin sorunlarına dönük somut talepleri içerecek bir yol haritasının acilen açıklamasında fayda var.

Dahası, zeytin üreticileri de Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, Bölge Kalkınma Ajansları, Tariş ve Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü öncülüğünde Ulusal Zeytincilik Vakfı ve Uluslararası Zeytincilik Dergisi (akademik ve popüler) çıkartılabilir, hatta çıkartılmalıdır da…

Yıllar önce dile getirilen Türkiye Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin hâlâ kurulamamış olması, Türkiye’nin tarım alanındaki en büyük eksiğidir…