Çoğunlukla kabul edildiği gibi üzerinde yaşadığımız gezegen olan Dünya ve Arz, aynı şeylerdir. Geri kalan kısmımız bu iki kavramın bazı nüansları olduğunu düşünür; sayılamayacak kadar çok az kimse de, bunun apayrı şeyler olduğunu iddia ederler. Soruyu, bir dil oyunu veya geyik yapma biçimi olarak görenlerin de varlığını hesaba katarak devam edelim.

Biz de, her ikisinin ayrı şeyler olduğu iddiasındaki sayılamayacak kadar çok az kimselerin varsayımlarının doğru olduğunu kabul etsek ne değişir? Değişiklikler hangi alanları etkiler?

Hiç kuşkusuz bu alanların başında İslâm tarihi veya İslam’ı bir din olarak kabul etmiş toplumların toplumsal (sosyal ve ekonomik) zihniyeti gelir.

Varsayım ya, araştırmalarımız bize şunları göstermiş olsun: Bir; Kur’an’ın yarıya yakın sûresindearz ve dünya kavramları geçiyor. İki; Arz’ın geçtiği ayetlerde somut olarak yerküre işaret ediliyor. Üç; Dünya’nın geçtiği ayetlerde soyut olarak yerküredeki eşya ve kişilerle kurulan yanlış veyaolumsuzlananbir bağa/ilişkiye işaret ediliyor.

Varsayımlarımızı kabaca özetledikten sonra sorumuzu soralım: İki kavram ayrı olsa ne, aynı olsa ne çıkar?

Aynı olduğunu düşündüğümüzde, Kur’an’daki “Dünyadan uzak durmak, dünyaya dalmamak, dünyaya gönül vermemek, dünya için ahireti satmamak vs.” şeklinde özetlenebilecek uyarıların, arz için de yapıldığını düşünerek, madde/eşya/zamana karşı Müslümanların mesafeli bir tutum sergilemesine yol açacaktır, açmıştır da.

Mesafeli tutum demek, madde üzerinde araştırmaya gerek duymama, maddenin ve tabiat olaylarının gelişimini, iç yasalarını merak etmemek, kişi veya toplumun kendisinin ne özeleştiri ne de eleştirisinin yapılmasına iyi gözle bakılmaması ve onlardan ders çıkarılamaması demektir. Zamanı ândan ibaret (ibnvakt) görmek, zaman algısının devrî ve en fazla bir yıllık bir planlamayı öngörmek, ileriye bakamamak, gelişmeleri kestirememek, kestirenlerin ise algısına mahkûm olmak sonucunu doğuracaktır.Ki bu algılayış, son yüzyılda çalışma (sa’y) ve üretime yapılan vurgularla biraz değişse deuzun yüzyıllar boyu hemen hemen böyleydi.

Fakat dünya ve arz kavramlarını aynı değil de, farklı olduğunu düşündüğümüzde sonuç ne olur(du)?

Dünya’nın arz (yerküre) olmadığını varsaydığımızda, dünyaya biçilen neredeyse olumsuz rolü, dünyaya meyledilmemesi noktasında yapılan sayısız uyarıyı madde ve insan ilişkilerini sağlıklı kurma yolunda değerlendirecektik. Maddenin ve insanın fiziki yaşamlarının sürdüğü yerküreye dönük ilgimiz örselenmeyecekti. Dünyadan uzak durma telkini, yerküreye olan ilgimizi sıfırlama noktasına getirmediyse bile ancak yüksek bir devlet yetkilisinin himaye etmesi sayesinde bir şeyler yapılabildi.

Farklı olduğunu kabul etseydik, bir patronaja gerek kalmadan toplumsal tabanın tazyikiyle eleştiri gelişir ve tarihi tekerrür ettirmeyebilirdik.

Acaba gerçekten Dünya, Arz’dan başka bir şey mi?