Türkiye, son yıllarda dünyanın egemen güçlerine karşı bir meydan okuyuşta bulunuyor. “Dünya 5’ten büyüktür”, “Akdeniz’de, Suriye’de, Libya’da Türkiye hesaba katılmadan kimse tek başına hesap yapamaz” gibi iddialı ve haklı bir çıkışta bulunuyoruz…

Bu meydan okuyuş altı boş bir ütopya ve heves değildir. Güçlü lideriyle, silahlı gücüyle, teknolojik hamleleriyle altı doldurulmuş bir dünya gerçeğidir. Ama bunu daha önceden pastayı kendi aralarında paylaşmış olan ülkelere kabul ettirmek pek de kolay olmayacak!

DÜNYA LİDERİ BİR ÜLKE OLMAK İÇİN FIRSAT KAPIMIZA GELDİ

Korona salgınına karşı Türkiye’nin dünyanın siyasi, askeri ve ekonomik olarak en güçlü ülkelerine yardım etmesi bu iddiamızı kabul ettirme yolunda atılmış çok değerli bir adımdır. Türkiye’nin gücünü kabul etmek istemeyen patronlar kulübünün beş üyesi de Türkiye’den bu süreçte adeta yardım dilendi. Yaptığımız yardımlar bu ülkelerin resmi makamları tarafından teşekkür, halkları tarafından da minnetle karşılandı.

“Ağalık vermekle olur” atasözü boş bir klişe değildir. Dünyada, bölgenizde ağa olup, son sözü söylemek istiyorsanız “önce verecek, zamanı geldiğinde de karşılığını isteyeceksiniz.”

“İyi de ABD, Irak’a ne verdi de petrolünü alıyor”, “Fransa Afrika’ya ne verdi de kanını emiyor” diyenler olduğunu duyuyorum.

Burada sizi Türkiye’nin temsil ettiği medeniyet geleneği ile batının temsil ettiği medeniyet geleneğinin farklılığını anlamaya davet ediyorum. Türkiye’nin insani değerler üzerine inşa ettiği anlayışla; batının kan ve sömürgecilik üzerine inşa ettiği anlayış karşımıza çıkıyor. Bizim payımıza insanlık adına gurur duyacağımız bir tablo düşüyor…

Allah, Türkiye’nin yıllardır istediği şeyi altın tepside kendisine sundu. “Lider Ülkeyiz” iddiamızı ciddiye almayan emperyal güçler, Korona salgınında yaptığımız yardıma teşekkür üstüne teşekkürler etti. Türkiye bu “teşekkürleri” şimdilik cebine koydu. Dünya normalleştiğinde siyasi ve ekonomik pastanın paylaşımında masada elimizde önemli bir kozumuz olacak…

“Yardım yaptığımız ülkeler, bize geçmişte şunu, bunu yaptılar. Bundan dolayı yardım yapılmasını doğru bulmuyorum” itirazları “Büyük Türkiye” iddiamızı ve hedefimizi anlamamaktır…

TÜRKİYE ALKIŞLANIYORSA İNSANLIĞA VERDİĞİ DESTEKTEN DOLAYIDIR

“Güçlü Türkiye” iddiamız, sadece 5’li çeteyi değil üzerinde nüfuz ve etki oluşturmak istediğimiz birçok ülkeyi de yaptığımız yardımlarla etkisi altına almış durumda.

Türkiye’nin öncülüğünde, mazlum ve sömürülen, güçsüz ülkeler bu vesileyle arkamızda durarak 5’li çeteye karşı en önemli silahımıza dönüşebilir. Neden olmasın belki de yaptığımız yardımlar yeni bir dünya düzeni inşasına giden yolu açar.

Türkiye’de maske, dezenfektan, ilaç veya solunum cihazı olmadığı için ölen kimse yok elhamdülillah. “Büyük Türkiye”, “Güçlü Türkiye”, “Örnek Ülke Türkiye” manşetleriyle çıkan batı medyasındaki haberleri okuyarak ülkenizle gurur duyun. Osmanlı’nın yıkılışından sonra ilk kez onlara “veren el” olmanın tadını çıkarın…

Dünyaya yardım eden bir ülkenin vatandaşı olmakla övünün. Yaşlılarını ölüme terk eden batı ülkelerine karşı, hastalarını dünyanın dört bir yanında tek tek toplayıp Türkiye’ye getiren ülkenizle gurur duyun.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğinde ekibinin Türkiye ve dünyada yazdığı destana karşı hala eleştirmeye devam edecekseniz, kusura bakmayın siz “Büyük Türkiye” gerçeğini hala anlayamamışsınız demektir!..