Seçim günü yaklaştıkça heyecan da artıyor. Hangi partinin, hangi şehri nasıl kazanacağı ya da nasıl kaybedeceği konusunda yaşanan tartışmalar ve yapılan tahminler bu heyecanı daha da artırıyor.

Tabii partilerin en çok kazanmak istediği iller İstanbul ve Ankara. Biri Türkiye’nin beyni, diğeri kalbi. İstanbul ve Ankara’da seçim, mevcut CHP’li başkanlarla bu şehirleri 25 yıl başarıyla yöneten AK Parti’nin adayları Murat Kurum ve Turgut Altınok arasında geçecek.

Seçimi kimin kazanacağını; DEM’in CHP adaylarına ne kadar oy “vereceği” ile Yeniden Refah Partisi adaylarının AK Parti’den ne kadar oy “çalacağı” konusu belirleyecek gibi görünüyor!..

İstanbul ve Ankara’da olduğu gibi bu durum; Adana, Antalya, Bursa ve Mersin’in seçim sonucunu da etkileyebilir.

DEM’in CHP ile ittifak yapıp adaylara destek vermesi, kendi parti hedefleri ve Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kurdukları hayalleri gerçekleştirmek için “partileri” adına stratejik “doğru” bir hamle.

Ancak Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’ndan ayrılıp kendi adaylarıyla özellikle Ankara ve İstanbul’da seçime girmesi “Türkiye” adına stratejik “yanlış” bir hamledir.

DEM’in hamlesi kendi parti menfaatlerini öncelerken Yeniden Refah’ın Türkiye’nin menfaatleri yerine kendi parti menfaatlerini gözetmesi ilerisi için çok stratejik bir hatadır!

DEM’in Türkiye ve milletimizin geleceğine tehdit oluşturan ittifakta yer alması “doğal” ve kendi politik hesapları için doğru bir adımdır.

Ancak Yeniden Refah’ın CHP adaylarıyla başa baş bir yarışın olduğu illerde aday çıkarmasının “doğal” ve kendi politik hesapları için doğru bir adım olduğunu kimse iddia edemez.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ Mİ, PARTİ LİDERİNİN GELECEĞİ Mİ ÖNEMLİ?

Fatih Erbakan’ın, “Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer illerde seçimi bizim adaylarımız kazanacak” sözlerine kamuoyunun inanması bir tarafa Erbakan ve adaylarının da inanmadığını söylememe gerek yok sanırım.

CHP ve DEM’in gelecekteki Türkiye hayali; zayıf, terörün sokaklarda kol gezdiği, ABD’nin yönettiği bir ülkedir…

Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerinse güçlü ve bağımsız bir Türkiye dışında bir hayalleri yok.

2023’te Cumhur İttifakı’na katılan Yeniden Refah’ın o günkü hamlesi kendileri ve Türkiye için ne kadar stratejik “doğru” bir adım idiyse; 31 Mart seçimine kendi adaylarıyla katılmaları partileri ve Türkiye için stratejik bir “yanlıştır!”

Şehirlerimizin de Türkiye’nin de CHP’li başkanlarla bir beş yıl daha kaybetmeye tahammülü yok. Yeniden Refah’ın bunun devam etmesine sebep olması Türkiye’nin geleceği için yanlış olacaktır.

CHP ve ittifak ortağı DEM’in, kazanacakları her şehirde Türkiye’nin geleceğine zarar vereceklerini unutmamak lazım!

Geleceğin lideri olmak isteyen siyasetçi kendisinin ve partisinin menfaatlerini değil; Türkiye ve milletin menfaatlerini düşünür.

Çünkü ileride oy alacağı millet de yöneteceği devlet de o liderin geçmişte ülkesi ve halkı için ne yaptığını unutmayacaktır. Milletin 75 yıldır CHP’yi neden iktidara getirmediğini genç siyasetçilerin iyi ve doğru analiz etmesi gerekiyor!