PKK’dan kaçarak güvenlik kuvvetlerine teslim olan militanlar, dağlardan şehre indiklerinde HDP binalarını kafe gibi kullanıyorlarmış.

Dağa çıkmak ve PKK saflarında Türk askerine karşı savaşmak için HDP’yi askerlik şubesi olarak kullandıklarını da söylüyorlar.

Türkiye’nin Sokak ve caddelerine şehit isimleri yazdırmak için Mehmetçiğimize hain pusular kuran eli kanlı katillerin HDP ile fiili bağını görmeyen, bilmeyen, duymayan var mı?

HDP’nin de CHP ile…

Yer yer ve dönem dönem sırtını PKK’ya, YPG’ye, YPJ’ye dayadıklarını itiraf edenlerden birisi, CHP’ye “Birlikteliğimizi artık gizlemeyelim, açık oynayalım” dedi.

Bir diğeri, “CHP, 31 Mart’ta verdiğimiz 4 bin oyu iade etsin” diyerek mahkemeye müracaat etti.

Ne yapmışlar; CHP ile İP ile ve dahi SP ile mutabakat yapmışlar.

Doğuda bu partilerin oylarının tamamı HDP’ye gitmiş, batıda ise oylar bu partilere taksim edilmiş.

Buna itiraz eden var mı, yok!

Vaziyet bu kadar açık ve net mi, net!

Bu şer ittifakının, en alçak koalisyonun ilk hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan mı, evet!

Çünkü Türkiye’yi emperyalizme yem etmek isteyenler bu işin Erdoğan’a diz çöktürmeden olamayacağını biliyorlar.

Bu yüzden mutabakatlar, kumpaslar, Ali Cengizler, her yolu deniyorlar.

Erdoğan mümkün olamayınca çevresindekileri, onun yanında güçlü bir şekilde duranları bitirmek için harekete geçiyorlar.

Hedefteki kişilere bakın; isimlerin kim ya da kimler tarafından belirlendiğini anlamakta zorlanmayacaksınız.

Zira bunlar terörün bitmesi için canla başla mücadele eden, büyük fedakârlık yapan, destanlık başarılara imza atan serdengeçtiler.

Birisi MİT Başkanı Hakan Fidan…

MİT bugün sınırda ve sınır ötesinde sıcak nefesini PKK’nın ensesinden hiç ayırmıyor.

Hem istihbarata çalışıyor hem de başarılı operasyonlar düzenleyerek alçaklara nefes aldırmıyor.

Dört gün önce Irak’ın kuzeyinde Gara bölgesinde başarılı bir operasyona imza atarak eylem hazırlığında olan bir PKK/KCK hücresini 2 teröristi etkisiz hale getirerek çökertti.

Hedeflerinde Hakan Fidan olmasın da kim olsun.

Bir diğeri Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar…

Hulusi Akar hem sınırlarımız dâhilinde ve hem de sınır ötesinde aslanlar gibi savaşıyor.

Aktütün Karakolu’nda 15 askerimizi şehit verdiğimizde, şehit cenazesine katılmak yerine golf oynamayı tercih eden generallerin aksine o sürekli cephede…

TSK’nın Sınır Ötesi Harekâtları; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekâtı, Pençe Harekâtı, Barış Pınarı Harekâtı, Bahar Kalkanı ve Libya’da darbeci Hafter’e karşı Ulusal Mutabakat Hükümetiyle birlikte Öfke Volkanı harekâtlarında asker olarak büyük başarılarla Türkiye’nin gücüne güç katıyor.

Dosta karşı Yunus, düşmana karşı Yavuz oluyor, içte ve dışta bayrağımızı her daim yükseklerde dalgalandırıyor.

Ve Selçuk Bayraktar…

Bayraktar üç yılını Güneydoğu’da arazide geçirdi.

Neden?

Terörle mücadelede İHA ve SİHA’ları başarıyla kullanabilecek araziye hâkim ekipler yetiştirmek için.

Bahar Kalkanı Harekâtı’nda, Bayrak’tar ve ekibinin ürettiği yüzlerce İHA ve SİHA, çekirge sürüsü gibi havalanıp tespit edilen hedefleri son derece başarıyla vurarak geri dönüyorlardı.

Dünya bu başarıdan bahsetti.

Bayraktar, bununla da kalmadı; HİSAR Hava Savunma Sistemini kısa zamanda geliştirerek TSK’nın kullanımına verdi.

Yine bir süre arazide kalarak sistemi kullanacak ekibi eğitti, yetişirdi.

Bayraktar, bununla da kalmadı; koronavirüsle mücadelede de ön saflara geçti, kısa zamanda 500 adet yerli solunum cihazını üreterek Sağlık Bakanlığı’na teslim etti.

Şimdi de Bayraktar’ı hedef alıyorlar.

Hatırlayalım;

Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Killigil, 1930 yılında Türkiye’nin ilk silah fabrikasını kurmuştu.

İsrail ile savaşan Araplara silah sattığı için fabrikası 1949 yılında kendisi de içindeyken havaya uçuruldu.

Şehit oldu…

Fidanlar’ı, Akarlar’ı ve Bayraktarlar’ı kurtlara kuşlara yedirmeyelim…