“Esir ettikleri bu devletlere, sözde bağımsızlıklarını vererek; güya “büyük iyilik” yaptılar. Hâlbuki bağımsızlık olarak lanse ettikleri şey, kanunlarıyla kurdukları faiz sisteminin kılıfıydı. Sözde bağımsız devletin elindekileri gasp ederek, günümüzdeki “Ecirlik” sistemine geçiş yaptılar.” (Sömürgeydi “Ecirlik” oldu!/27-12-2020)

Yukarıdaki sözleri geçtiğimiz sene, 27 Aralık’ta kaleme almıştım. Neredeyse bir sene önce yazdıklarımın ehemmiyeti her geçen gün artarak devam ediyor. Elbette bu ve buna benzer kelimeler daha önce de onlarca kişi tarafından yüzlerce kez kaleme alınmıştır.

“DOLARA ZAM GELDİ YA...”

Hemen her gün, bakkala, markete veya bir başka alış-veriş mekanına girdiğimizde, bir veya bir kaç ürünün zamlandığını görür olduk. Zammın sebebini sorduğumuz da ise; aldığımız karşılık: “Dolara zam geldi ya...” oluyor. Amerika’ya iyi bir şey oluyor, dolara zam geliyor. Amerika’ya kötü bir şey oluyor, dolara yine zam geliyor. Bu iş ne menem bir iş ki; Amerika’ya ne olursa olsun, bizim paramız pul oluyor.

Tam belimizi doğrultur gibi olduğumuzda, tam her şeyin güllük gülistanlık olmaya başladığı bir anda, tam da dünyaya kafa tutar hale geldiğimiz bir anda, tepemize bir tokmak iniyor. Bu tokmak, ya borsa oluyor, ya soğan-patates, ya Merkez Bankası’nın bilmem kaç puanlık faiz indirimi, ya da kredi derecelendirme kuruluşlarının puan ayarlamaları oluyor.

EVDEKİ TENCERE BOŞ İSE...

İslam topraklarında yaşayan bizler, “Bağımsız olduğumuz” yalanıyla yıllardır kandırılmış topluluklarız. Önceden “Sömürge valileri” eliyle yönetilirdi bu topraklar. Günümüzde herhangi bir holdingin CIO’su, herhangi bir bankanın genel müdürü veya bilmem hangi iş dünyası dernek veya vakfının başkanı “Sömürge valisi” görevini yürütüyor. Dünyayı yöneten 3-5 ailenin parasına para katan zihniyetin içimizden devşirdiği kişiler, insanların desteklediği partiyi, tuttuğu takımı veya doğduğu memleketi kullanarak; ülkemizi herhangi bir buhrana sürükleyebiliyor. İnsanımızı ayrıştırmak için partiler, takımlar veya memleketler yetmez ise dini görüş veya etnik aidiyet kullanılıyor. Eğer bunda da başarılı olamazlarsa, insanların evindeki tenceresine el atıyorlar. O tencere ne kadar boş ise, kaos o kadar çabuk çıkıyor ortaya. Sonrası çok daha kolay, hoop bir anda bir seçim ve akabinde hükümet değişikliği.

“ECİRLİK”TEN KURTULMANIN İLK ŞARTI...

Yukarıda saydıklarımın hemen hepsini tek bir araçla yapabiliyorlar. O aracın adı faiz.

Faiz denilen beladan kurtulmadığımız sürece, ecirlik denilen zilletten de kurtulamayız. İslam alimleri, her fırsatta faizin haram olduğunu anlattılar yıllarca. Ama faiz denilen beladan uzak durmak bir yana, her an daha da çok battı bu millet faiz belasına. “Ecirlik”ten kurtulabilmenin ilk şartını iyi bilelim, gelecekle ilgili planlarımızı faizden uzak durarak yapmaya çalışalım.  

Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah’tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişteki kendisinindir, durumunun takdiri Allah’a aittir. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir.” (Bakara Suresi-275) Selam ve dua ile Fiemanillah