Bugün Almanya'nın yeni Başbakanı Olaf Scholz, Merkel’e bir buket çiçek takdim ederek görevini teslim alırken, Türkiye’de ise CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel Meclis'te "Cumhurbaşkanı ile helalleşmeyeceğiz, onunla hesaplaşacağız" sözlerini sarf etti.

Milletçe muhalefetin her geçen gün daha tehditkâr ve saldırgan bir siyasi üslup takındığına şahit oluyoruz. Milletin meclisinde milletin seçtiği Cumhurbaşkanı tehdit edilirken, ana muhalefet lideri terbiyesiz bir el hareketi yapacak kadar kontrolünü yitiriyor.

Şöyle bir gözlemde bulunmak mümkün: Muhalefet seçim gününe kadar gündemi infial yaratacak konu ve olaylarla işgal ederek asıl ülkede tartışılması gereken meseleleri es geçecek. Tabii ki bu yolda izlenecek temel strateji de "Ortaya bir yalan at, ama çok büyük olsun"dan ibaret olacak.

Muhalefet iktidarı yıpratıp itibarsızlaştırarak başa geçebileceğini düşünüyor. Halbuki bu yolla sadece, pandemi ve ekonomik koşullar nedeniyle zaten morali bozuk olan toplumun psikolojisi ile oynanıyor. Gençlere umutsuzluk, yetişkinlere çaresizlik duyguları pompalanıyor.

Aslında halk, korku yayan fakat fikir üretmeyen, çözüm sunmayan muhalefetten ziyade yine bu olumsuz ortamdan çıkış yolunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bekliyor. Gözler yine ona çevriliyor, umutlar yine ona bağlanıyor.

Peki ben bir vatandaş olarak muhalefete soruyorum: Sizin ekonomik ve sosyal programınız nedir? Varsayalım ki ülkede iktidarı ele geçirdiniz, küresel krizin de tetiklediği ekonomik sorunlarla, kur dalgalanmalarıyla nasıl baş ederdiniz? İMF ile ilişkileriniz ne olurdu? Kanal İstanbul’a bu kadar karşıyken sizin Türkiye’ye kazandıracağınız eserler neler olurdu? Milli Teknoloji Hamlesi gibi girişimleriniz olur muydu? Terörle mücadelede, tezkereye "hayır" verip sonra "Kandil'i bombalarım" demek ne kadar inandırıcı?

"Hatay’ı geri almak için elimizden geleni yapacağız" diyen bir Esad’la nasıl anlaşıp söz verdiğiniz gibi milyonlarca göçmeni Suriye’ye geri gönderirdiniz? Mavi Vatan doktrinini "saldırgan ve yayılmacı” olarak niteleyen, "Türkiye Azerbaycan'a cihatçı gönderiyor" diyen CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz gibi biri ile dış siyasetimizi nasıl şekillendirirdiniz? Sizin de 2023, 2071 hedefleri gibi toplumu motive edici plan ve projeleriniz mevcut mu?

Türkiye gibi küresel güçlüğe aday bir ülke bu seviyedeki bir muhalefeti hak etmiyor. Bu hem bir serzeniş hem de bir tavsiye: Ülkedeki siyasi tartışma ortamı, acilen toplumun da haklı talebiyle çok daha üst ve "kaliteli" bir seviyeye çekilmeli. Muhalefetin yarattığı suni gündeme topluca laf yetiştirmeye çalışmak yerine, muhalefete sürekli bu temel sorular sorulmalı.

Benim görüşüm şu ki muhalefet bu sorulara cevap vermekten korktuğu veya daha da kötüsü, bunlara verecek bir cevabı olmadığı için şu anda izlediği yalan siyasetine sımsıkı sarılıyor.

Algıyla, yalanla, tehditle, küfürle siyaset yapılmaz.

İcraatla, çözümle, umutla, hedefle, vizyonla siyaset yapılır.