ABD, Avrupa Birliği, NATO, Rusya, Çin karşımızdayken, Suriye’den alevler bize doğru yaklaşırken, FETÖ’cü teröristler darbe girişimi planlarken İsrail’i kullanmak devlete nefes aldırdı.

31 Mayıs 2010 saat 4:30 Mavi Marmara’da 560 mücahit var… İlerliyor Müslümanlar, Talmud’un saçmalıkları, Zohar’ın ırkçılığı, Kabala’nın şeytani kehanetleri üzerine kurulan İsrail’in 1948’den bu yana işgal ettiği Filistin topraklarına, rota Gazze Limanı, kalan son 130 km. hukuk tanımayan, üstün ırk olduğunu iddia eden, hatta bu düşünce diktası için Hz. Âdem’i reddeden, kabile devletlerini yönetecek Kudüs merkezli bir deccaliyet devleti hayali uğruna bebek, kadın, çocuk, yaşlı demeden her faniyi ibadet olarak öldüren Siyonist askerler Mavi Marmara’ya saldırdı. Ellerinde hiçbir silah unsuru bulunmayan İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Cevdet Kılıçlar, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Furkan Doğan, Fahri Yıldız, Cengiz Songur, Cengiz Akyüz, Uğur Süleyman Söylemez adlı vatan evlatlarını, ümmet sevdalılarını, insanlık sancaktarlarını dünyanın gözü önünde şehit etti… Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emperyalist katillere “Oneminute” isyanının misillemesini yaptılar.

Erdoğan davayı ayakta tuttu

Mavi Marmara, Gazze’ye giderken kimseden izin almadı. Devletin herhangi bir güvenlik biriminin elemanı yanlarında yoktu. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her platformda Mavi Marmara’yı savundu. Dünya ekonomisinin yüzde 65’ine yön veren hanedanların devleti İsrail’i tehdit etti, Kudüs, Mescid-i Aksa için haykırdı hemde canından olmak pahasında. Zira Gezi’nin de 17-25 Aralık’ın da 7 Şubat krizinin de Kobani iç savaş girişiminin de arkasında İsrail vardı…Hedef bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. Bu hakikatleri kimse gözden kaçırmasın. Bugün Filistin davasına bu kadar inanıyorsak, İsrail’e baş kaldırabiliyorsak bu Erdoğan’ın Davos ve sonrasındaki kahramanca yaptığı cihadın sayesindedir.  Mavi Marmara sonrasında İsrail ile ilişkileri donduran da Erdoğan’dı. Katil Netanyahu’ya özür dileten de, doğalgaz anlaşması için İsrail aylarca kapılarda sürükletende… Gazze’nin kapılarını açan yine Erdoğan’dı…

Devlet nefes aldı

Önceki gün, Mavi Marmara davası Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşma gereği mahkemenin hâkimi tarafından düşürüldü. 10 kardeşimizi şehit eden 4 Siyonist İsrailli cezasız kaldı, kırmızı bültenleri kaldırıldı. Hemde BM İnsan Hakları Konseyi, İnsan Hakları Yüksek Komisyonu’nun hazırlamış olduğu raporlarda İsrail’i mahkûm etmelerine rağmen, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail’in savaş suçu işlediğine hükmetmesine rağmen, bu alçaklardan hesap soramadık. Çünkü Allah’ın cezası “reel politik” diye bir kavram var. Çünkü süper güç olmadığımız, ayaklarımızın üstüne yeni bastığımız için hâlâ dengeciyiz. ABD, Avrupa Birliği, NATO, Rusya, Çin karşımızdayken, Suriye’den alevler bize doğru yaklaşırken, FETÖ’cü teröristler darbe girişimi planlarken İsrail’i kullanmak devlete nefes aldırdı. Bu bir hakikat. Erdoğan, tıpkı Abdülhamid’in yaptığı devleti ayakta tutmak için kendinden taviz verdi, yumruğunu sıktı… Ne Erdoğan’ın ne de bizim Mavi Marmara davamız düşmez, sadece daha da güçlenip hesap sormak için mola verdik. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi “yarınlar elbet bizimse”, biz Siyonist katilleri Nil ve Fırat arasında boğacağız…