Modern dünya kimi annelere anne olmayı, kimi babalara baba olmayı unutturdu…

Kimilerine emanetin emanet olduğunu…

Sözün izzet olduğunu…

Söze sadakatin şeref olduğunu unutturdu…

Davanın kutsal olduğunu unutturdu…

Modern dünya evlatlara acı ama evlat olmayı, kızlara Meryem, oğullara Karani olmayı, candan olmayı unutturdu…

Modern dünya Müslümanlar’a mümin olmayı unutturdu…

Müslümanın Müslümanca yaşaması gerektiğini unutturdu…

İyilerden sayılan kimilerine duyarlı olmayı unutturdu…

İyiliği gizli yapmayı seven insanları unuttururken, iyilik yaptığında iyiliği fotoğraflamanın rezil çağını doğurdu…

Komşuluk hakları şöyle dursun, komşuya selamı unutturdu…

Komşuyu bir kenara koysak, kardeşine kardeş demeyi unutturdu…

Gardaşlara can olmayı, düştüklerinde ellerinden tutup kaldırmayı unutturdu…

Bir birlerine sahip çıkmayı, dua alma yarışını unutturdu…

Verdikçe malından artan, arttıkça malını yoksulla paylaşan insan devri bitti, benimle mi kazandın diyen kibir çağı geldi…

Modern dünya, oğulların eşlerine, eşlerin annelerine merhamet etmeyi unutturdu…

Birkaç hocanın her şeyden elzem gördüğü, eşlerinizin annelerine bakmak zorunda değilsiniz açıklamaları ile, insanın insana merhamet etmesi keyfiyete kaldı merhamet zedelendi…

En şefkate muhtaç anlarında, cennet anahtarı ihtiyarlarımız ya kimsesizler kapılarına koyuldu ya da hor görülerek bir odaya mahkûm edildi…

Toplu taşımaya binen yaşlı teyzelere duyarlılık unutuldu…

Ellerinde poşetleri olan bir ihtiyarın ellerine varıp koşan çocuklar çağını bitiren bir modern dünyamız oldu…

Modern hayatta sokakları süpüren anneler gitti, sokakları süpüren abilere rağmen, elinde ne varsa sokağa atan insanlar çağı geldi…

Kolay gelsin diyecek nezaket çağı gitti, kapımızı süpüren emekçiyi hor gören kaba yoz bir çağ geldi…

Gamsız, umarsız, kaygısız insanlar türedi…

Hali vakti iyi, yardımları ile örnek insanlar gitti, yerine doymak bilmeyen zenginler geldi…

Kanaat edenler gitti, yerlerine Karun olmayı, çok paralı olmayı dileyenler geldi…

Az bir gelir ile bir vakitlerde mutlu geçinenlerin, ekmeği biraz artınca şükür gitti hamd gitti…

İsyan parası olana da, olmayana da sirayet etti…

Artık çoktan öteye çok büyük istekler peş peşe geldi…

Eğilmeyi tevazu görenler, kibir kulelilerine doğru koşar adım gitti…

Zor zamanların içinde asalet hakimdi, kolay zamanların içinde her değer bir şekilde kurban gitti…

Derviş gönüllü insanların yerine, şaklabanlara değer biçildi…

Liyakatliler boynu bükük, torpillilerin baş üstünde gezdiği zaman geldi…

Allah rızası için yapılan her şey adanarak yapılırdı…

Şimdi dünya karşılığının değerine adananlar çağı geldi…

Ve böylece ahiret heybesinin önemi değersizleştirildi…

Sevap çuvalları delindi gitti…

Amel defterleri hep dünyayı işledi…

Pullar mektupta hasret sırrını işaret ederdi…

Şimdi her şeyi ulu orta ispatlama çağı geldi…

Edebin sırrı bitti, edepsizliğin çağdaşlık sanıldığı bir ahir çağ geldi…

Esaslı sevenlerin hepsi sanki ötelere gitmiş, sevgilerin günlük olduğu israf çağı geldi…

Modern dünya tüketti her güzeli…

Kimi kalem tutanların sözleri kapılar açar, fetihler yapardı şimdi kalemler parayı açıyor deli gibi…

Modern dünya kurban etti, o yaşanılası onca güzelliklerimizi…

Modern dünya, dünya eksenli bir medeniyet getirdi…

Unuttu böylece tüm insanlık ötelerde hesapların verileceğini, hesapların ödeneceğini…