Siz bakmayın bühtanda bulunduklarına “gavur” diyerek. O nazlı bir çiçek gibidir gözümüzde. Hatırlayın; Şam‘ı, Bağdat‘ı, Selanik‘i, Üsküp‘ü yitirmiş ama nefsimize en ağır geleni İzmir olmuştu. Gelinlik kızın yaşmağı gibi mukaddesti bizim için. Öyle olmasaydı, işgalinin ertesi günü Samsun’a yol alınmaz, İstanbul’un meydanları tekbirlerle inlemez, ağıtlar semayı titretmezdi.

Şimdi ülkemize karşı alçakça planlar kuranlar yine İzmir’e diktiler gözlerini. Minarelerine bir hırsız gibi girip, “Komünist marşlar” çaldılar. Tepkilerden pişman olacakları yerde ertesi gün türküler çalarak sürdürdüler azgınlıklarını. CHP’nin şehirdeki yöneticilerinden birisi, bu çirkin saldırıyı alkışladı, sosyal medyadan paylaşarak provokasyonun bir parçası oldu ve gözaltına alındı. Fakat parti yönetiminden bu minare işgaline tek bir tepki gelmedi. Yazık.

İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu çirkefliği lanetledi. Doğru olanı yaptı. Çünkü, provokasyonu ancak bu tavır engelleyebilirdi. Keşke minarelerden çalınan o marşı 23 Nisan’da şehri turlarken kendisi de çaldırmasa, bu fitnecilere kapı aralamasaydı.

İSLAM’A SALDIRIYI KİM YAPIYOR?

Onlar, belli ki Ramazan günü “İslam’a saldırı yapılıyor” imajını oluşturup, tetikte bekleyen “din bezirganlarını” harekete geçirmeye çalıştılar. Fakat, Adana’daki bir meczubun etrafında toplaşan bir avuç kişi dışında kimseyi etkileyemediler. 15 Temmuz darbesini “hayırla” karşılayan Alpaslan Kuytul denen hoca kılıklı, bayramda sokağa çıkma kısıtlamasının İslam’a ihanet olduğunu iddia edip, etrafındaki kişileri gece yarısı teravih kılmaya sokağa çağırınca “minarede marşla başlayan provokasyonu, namaz kılmaya polis engeli”yle taçlandırmış oldu.

Polise hakaret edip, taşkınlık çıkaran bu grup; Sultan Abdülhamit’in devrilmesini sağlayan 31 Mart Vakası’nda sokaklara “şeriat isteriz” diye dökülen çapulculara ne kadar da benziyor.

ŞEYTAN’IN SAĞI SOLU

Ne ilginçtir ki, hem minare saldırısını hem de Kuytul’un namaz provokasyonunu köpürten, duyuran, yaygınlaştıran sosyal medyadaki FETÖ’cü hesaplar. Kuytul’u ve eşini sık sık yurtdışından yayın yapan medya kanallarına çıkartıp konuşturanlar da onlar. Şeriat propagandası yapanlar ile Kemalizm ya da Amerikancılık adına karşı propaganda yapanlar, aynı mecraları kullanıyor; sosyal medyada birbirlerini beğeniyor, paylaşıyorlar.

Aslında büründükleri bu kimlikler sadece bir paravan. Çünkü Şeytan’ın sol yumruğu olduğu gibi, sağ yumruğu da var.

Bu fitnecilere aldırış etmeyip, birbirimize kenetlendikçe gerçek bayramlara ulaşacağız. Onlar da bunu çok iyi biliyor. Oyunlarını bozalım. Onları hüsrana uğratalım. Çünkü sadece bizim değil, tüm dünyadaki ezilen insanların Türkiye’ye ihtiyacı var.

Bu merhamet yurdunu, bin yaşındaki bu mübarek çınarı seven, gözü gibi sakınan herkesin; bu çınarın dallarına kandillerini asan Kudüs’ten, Saraybosna’ya gam yüklü tüm beldelerin Ramazan Bayramı mübarek olsun.