Arakan’da yaşanan zulümden kaçan ve günlerdir deniz ortasında aç ve susuz bir şekilde bekleyen Rohingyalı Müslümanlar’dan 582’sine Endonezya sahip çıktı.

Endonezyalı yetkililer, Rohingya Müslümanları ve Bangladeşlilerden oluşan 582 göçmeni geçici olarak Açe bölgesindeki Lhoksukom spor salonuna yerleştirdi.

Aralarında 100’den fazla kadın ve çocuğun da bulunduğu göçmenlere kıyafet ve gıda yardımı yapıldığı ve tümünün, uzun süredir açık denizde kalmaları nedeniyle sağlık kontrolünden geçirildiği belirtildi.

Diğer yandan hala açık denizde insan kaçakçılarının terk ettiği teknelerde bulunan, susuzluk ve açlıkla mücadele eden binlerce göçmenin yardım beklediği ifade ediliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el-Hüseyin, bölge ülkelerinin, çaresiz durumdaki mültecilerin bulunduğu tekneleri denizde kalmaya zorlaması ve insanların kaçınılmaz şekilde hayatını kaybetmesi karşısında dehşete düştüğünü ifade etmişti.

Zeyd, Güneydoğu Asya’da çok sayıda göçmenin hayatını kaybetmesine neden olan insan kaçakçılığı ve göç problemi konusunda başta Myanmar hükümeti olmak üzere bölge ülkelerini hızlı kararlar almaya çağırmıştı.

Uluslararası Göç Örgütü, Hint Okyanusu ve Adaman Denizi açıklarındaki insan kaçakçılarına ait teknelerde halen 8 bin göçmenin bulunduğunu açıklamıştı.

Malezya göçmenleri kabul etmemişti

Bu arada, geçtiğimiz günlerde Malezya hükümeti, 800’den fazla göçmenin bulunduğu iki tekneyi geri çevirmişti.

Malezya İçişleri Bakanı Yardımcısı Wan Junaidi, önceki gün Penang açıklarında tespit edilen bir teknede bulunan yaklaşık 500 göçmene yakıt ve yiyecek yardımlarının yapılarak geri gönderildiğini ifade etmişti. Wan Junaidi, “Bizden daha ne bekleniyor? Şimdiye kadar sınırlarımızı ihlal eden kişilere son derece nazik davrandık. Kimse kıyılarımızı bu şekilde istila edemez. Burada iyi bir şekilde karşılanmadıkları mesajını onlara doğru şekilde vermemiz gerekiyor” ifadeleriyle tepki toplamıştı.

Arakan’da neler oluyor?

Myanmar’da 1982’de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Rohingya Müslümanları “devletsiz” sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından “eziyet gören dini azınlık” olarak kabul edilen Rohingya Müslümanları, ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde derme çatma kamplarda yaşıyor.

Myanmar’da Haziran 2012’de patlak veren Müslümanlara yönelik şiddet olayları nedeniyle bu ülkede yaşayan on binlerce Rohingya Müslümanı, iş bulma hayaliyle Malezya’ya geçebilmek için insan tacirlerinin yardımıyla Tayland’a kaçmıştı. Rohingya Müslümanları’nın büyük bölümü, Tayland kıyılarına deniz yoluyla ulaşmıştı. 2014 yılında Tayland’ın güneyindeki ormanlık bölgede insan tacirleri tarafından zorla gizli kamplarda tutulan çok sayıda Rohingya Müslümanı bulunmuştu.

Bangladeş-Burma (Myanmar) sınırında bulunan Arakan’a, İslam’ın ulaşması 8. yüzyılda Arap tüccarlar vasıtasıyla oldu. 15. yüzyılın başında Kral Narameikla’nın İslamiyet’i seçmesinin ardından Arakan İslam Krallığı kurulmuş ve bu tarihten sonra İslamiyet bölgede hızla yayıldı.

Bir gece ansızın evleri ateşe verilen, sokaklarında insanların katledildiği çeşitli Budist putlara bebeklerin feda edildiği Arakan’da her gün Müslümanlar öldürülüyor. Uzun yıllardır İslam aleminde siyasi ajitasyon malzemesi olmanın ötesine geçemeyen ümmetin en yalnız bırakılmış evlatları Arakan için hayat Budist çetelerin ölüm saçan saldırıları altında devam ediyor.

Bugün iktidarda olan askeri hükümet ve uluslararası suç ortakları büyük bir “sessizliğin” sağladığı rahat zeminde son bebek ölene kadar Arakan’da katliama devam ediyor. Arakan olaylarını, “Ülke hakkı olmayan bu parazitleri öldürdüğümüzde bize kızıyorsunuz, ama biz, ateşin temizleyici etkisiyle dünyayı temizliyoruz” diye açıklayan Budistler ve Askeri hükümet, dünyanın gözünün önünde günlük devlet görevi olarak her gün Müslüman öldürüyor.

En son geçtiğimiz günlerde okyanusun ortasında ölüme terk edilen çaresiz Arakan Müslümanları için, Danimarkalı Müslüman aktivist Muhammed Ömer Gildi, “Bütün dünya devlet ve sivil düzeylerde olayın ne kadar içler acısı olduğunu dile getirerek günlük işlerine geri döndüler” dedi.

Arakanlı Müslümanlar için, 1957 yılında yayınlanmış bir Almanca dergide Jürgen Kuczynski imzalı yazının dışında hiçbir belgesi olamayan bir iddia bölgedeki Budistlerin bugünkü politikasının temelini oluşturuyor.

“Arakanlı Müslümanlar buraya sonradan geldi.” Budistler 8. yüzyıldan beri orada yaşayan Müslümanların oraya ait olmadıklarını ve doğal dengeyi bozdukları için kovulmaları gerektiğini düşünüyor.

1962 yılındaki askeri darbeden sonra hala devam eden askeri hükümetin yasalarına göre Müslümanların hükümette devlet işlerine ve orduya girmesi yasak. Devlet son 50 yıldır, göçe zorlayarak, öldürerek ve hapsederek bölgede kendi verdikleri isimle “Nüfus Adaleti” politikası yürütüyor.

İslami kimliğe baskı uygulamak Budist rejim

için geçim kaynağı

Budist rejim, Burma’da Müslümanları bastırmak ve İslami kimliği asimile etmek için uzun yıllardır acımasız politikalar yürüyor. Bu durum bölge ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı. Onlarca uluslararası sivil kuruluş bu politikaların devamı için Burma’ya çeşitli fonlar aktarıyor. Burma yerel kaynakları, bu fonların devamı için İslami kimliklere baskınların sürmesi gerektiğini aksi takdirde Batı kaynaklı fonların önemli ölçüde kesileceğini bildiriyorlar.

Endonezya’da geçiçi barınaklara yerleştirilen Arakanlı Müslümanlar, sağlık, yiyecek ve giyecek desteği bekliyorlar.