HDP ve ‘Eş Genel Başkanı’ (artık kendisine Selahattin denmeyen), Demirtaş, birbiri üzerine çam devirmeye devam ediyorlar.

“Çam deviriyorlar’ ifadesi sözün gelişi, bile isteye bir algı operasyonu yönetiyorlar dememiz daha isabetli aslında.

Doğu ve Güneydoğu’da ‘müftü’ aday göstererek Müslüman Kürtlerin oylarına talip olan HDP, Ankara’nın batısından itibaren tamamen marjinal bir söylem serdediyor.

Mesela, yeterince cesaret gösteremeyip açılımını, özellikle de Kürtçesini ifade etmeyip kısa adını söylemekle yetindikleri LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks) örgütlerine verdikleri destekleri Eş Genel Başkanları Demirtaş’ın ağzından şöyle seslendirmişlerdi.

“Yeni yaşamda bütün cinsel kimlikler eşit yurttaşlık haklarıyla, ayrımcılığa uğramadan, hayatın her alanında özgürce onurlu bir varoluş sürdürebilecekler.”

Ben Demirtaş’ın bu söylemine itiraz ediyor değilim.

Bana ne, bize ne!

Sadece bunu, gidip Diyarbekir’de, Bingöl’de, Bitlis’te ve diğer Kürt illerinde de açık açık söylemeleri gerektiğini savunuyorum.

Tıpkı Van Belediyesi’nin astığı afişlerde, “oyunu dikkatli kullanmazsan kan akar!” tehdidinde olduğu gibi…

Tıpkı; “Müslümanlar Kabe’ye giderler hacı olmak için. Museviler Kudüs’e giderler. Dini inançların merkezleri vardır. Mabetleri vardır. Onun dışında hiçbir yerde onu yapamazsınız. (…) İşçiler açısından da Taksim olmazsa olmaz bir yerdir” diyerek 1 Mayıs öncesinde Taksim’i Kabe’ye benzetirken ki cesur (!) çıkışında olduğu gibi…

Tıpkı, Van İpekyolu Belediyesi’nce, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in “Kadınlar size Allah’ın emanetidir” hadisine karşılık asılan, ‘Biz kimsenin emaneti değiliz, biz kadınız’ pankartında gerçek görüşlerini beyan ettikleri İslâm karşıtlığını alenileştirdikleri gibi…

Demirtaş ve HDP, 7 Haziran Genel Seçimleri propagandalarında, kötücül bir dil kullanıyor!

Tehdit ediyor, saldırıyor ve kaosa oynuyor!

Bütün bunları, barış sürecinde, masanın bir tarafında oturduğu gerçeğine rağmen yapıyor hem de…

Yoksa böyle bir şey yok da biz mi öyle sanıyoruz?

Öyle ya, aksi takdirde, barış sürecine şiddetle karşı olan CHP ve MHP ile aynı çizgide nasıl buluşabilirlerdi ki?

Hele de Paralel İhanet çetesiyle…

Şu sıralar, öylesine samimi ve öylesine iç içeler ki!..

Dumanlıgillerin Ekrem’i ile Diyarbekir Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak’ın ‘arka kapıdan’ girişi yapılan sır görüşmeleri, bu iç içeliğin önemli bir göstergesi.

Şeytanla bile gözünü kırpmadan işbirliği yapmaya azmetmiş Paralel İhanet Çetesinin bu girişimini anlamak mümkün ama HDP’nin bu işbirliğine dünden razı bir görüntü sergilemesi, doğrusu hayli manidar.

Evet, şu an CHP, MHP, HDP, Paralel İhanet Çetesi ve tüm şer güçler ilginç bir koalisyon kurmuş durumdalar…

Ama şurası unutulmamalıdır ki, yanlış hesap Bağdat’a varmadan Diyarbekir’den dönecek.

Allah büyük!..