Mısır diktatörü Abdülfettah es-Sisi’nin Beşşar el-Esed’in şebbihasına destek için Suriye’ye asker gönderdiği, yaklaşık 150 askerin İran Devrim Muhafızları ve Şii milislerle koordineli olarak İdlib’in güneyindeki ve Batı Halep kırsalındaki cephe hatlarına yerleştikleri ortaya çıktı.

Haberin gündeme düşmesi üzerine Kahire’den yalanlama gelse de Mısırlı özel kuvvet askerlerinin Suriye’deki varlığı ses kaydıyla kesinlik kazandı.

Arabi 21 sitesi, Halep cephesindeki Mısır askerleri arasında geçen konuşmaları yayınladı ve Suriye Milli Ordusu komutanlarından Binbaşı Yusuf Hammud’un ses kaydını doğruladığını yazdı.

Bu arada Suriye rejimi yanlısı Şii milislerden oluşan İmam Mehdi Tugayı komutanı Firas Drouf da “Mısır askerleri güney İdlib’de Türk ordusuna yakın bir yerde konuşlandı. Mısır savaş uçaklarının hedefleri vurması için de hava üssü kurma niyetindeyiz. Hedefimiz Türk ordusunu kuşatmak. Mısır ordusu ile birlikte İdlib’i ve Hatay’ı kurtaracağız” şeklinde bir açıklama yaptı.

Önceki gün Suriye’deki Mısır askerlerinden yaklaşık 20’sinin çatışmalarda öldüğü iddiası gündeme geldi fakat bu iddia sahadaki kaynaklarca doğrulanmadı.

Mısırlı özel kuvvet askerlerinin savaşa katılmadıkları, kendilerine tahsis edilen özel alanlarda daha çok planlama ve eğitim faaliyetlerinde bulundukları ifade edildi.

Anlaşılan Mısır ve müttefikleri, Türkiye’nin Libya’da yaptığını Suriye’de taklit etmeye çalışıyor.

Fakat Kahire’nin hâlihazırda Suriye’ye gönderdiği askeri güç, dengeleri değiştirebilecek boyutta değil.

Mısır askerlerinin Suriye’ye gitmesinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) rolü olduğu kanaati yaygın.

Bunun birkaç sebebi var.

Öncelikle Abdülfettah es-Sisi, darbeyi finanse eden Körfez ülkelerine bağımlı.

İkincisi, Abu Dhabi daha önce Suriye rejimine İdlib’deki Türk askerlerine saldırması için yüklü miktarda para teklif etmiş fakat Ankara’yla anlaşma imzalayan Moskova’nın karşı çıkması üzerine söz konusu girişim boşa çıkmıştı.

Öyle görünüyor ki, Muhammed bin Zayed Suriye rejimi vasıtasıyla yapamadığını Mısır ordusunu devreye sokarak başarmaya çalışıyor.

Bu arada, bayramda dikkat çekici bir gelişme daha yaşandı.

BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, İranlı mevkidaşı Cevad Zarif’le görüştü.

Pandemi sebebiyle video konferans aracılığıyla gerçekleşen ve oldukça samimi geçtiği kaydedilen görüşmede ikili ilişkiler ile bölgesel sorunların ele alındığı, Abu Dhabi ve Tahran arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda görüş birliğine varıldığı açıklandı.

İki bakan arasındaki görüşmenin Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın BAE’ye yönelik uyarılarının ardından gelmesi dikkat çekici.

Türkiye’nin bölgede yükselen etkisi dengeleri değiştiriyor ve yeni birlikteliklere yol açıyor.

BAE ve Mısır gibi İran’ın da, Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki varlığından, PKK’yı bitirmek için Kuzey Irak’ta başlattığı operasyondan rahatsız olduğu sır değil.

Tahran ayrıca hem Doha’nın hem de Abu Dhabi’nin kendisini “sığınılacak liman” görmesinden oldukça memnun.

Suudi Arabistan ise Mısır, İran ve BAE arasındaki işbirliği karşısında sessiz.

BAE tarafından başarıyla yalnızlaştırılan ve Abu Dhabi’ye mahkûm edilen Riyad’ın söyleyecek bir şeyinin olmaması gayet normal.