Sonra diyorlar ki, “Neden hukuk eğitimini bir kenara bıraktın da ‘başka türlü’ işlerle uğraşıyorsun?”

Sıkıcı geliyor kardeşim, sıkıcı!

Ortada o kadar sarih, temiz, net, saf, duru, kesin, keskin, berrak, basit… bir durum var ki: İlk defa sulh ceza hakimliği tarafından verilmiş bir tutuklama kararına itiraz sözkonusuysa, bu itiraza -yasada belirtilen- bir başka sulh ceza hakimliği bakar ve karar verir. Yani bundan başka bir merci (mesela bir asliye ceza mahkemesi) dosyaya bakamaz, ona ilişkin bir karar veremez. Dosyaya bakar ve/veya karar verirse, bu işlemlerin hepsi “yok” hükmündedir.

“‘Yok’ ne demektir?” Kars İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Kayseri’deki bir pastanenin işyeri açma ruhsatını iptal etmesinin mevzuattaki karşılığıdır.

“Redd-i hakim” de, kişisel (dikkat: kişisel) sebeplerden ötürü bir hakimin davaya bakamama durumunun tartışılmasıdır. Yoksa, bütün hakimlik teşkilatının sınırlarını belirlemek değildir. Onu Meclis yapar.

Ben demiyorum, dünden beri hop oturup hop kalkan paralel tayfanın “taptığı” o yasalar diyor.

Hop oturup hop kalkanlar arasında, bana şu yukarıdaki şeyleri öğreten, hukuk eğitimimi tamamladığıma dair diplomayı veren profesör de var; inanılır gibi değil.

İnanılır gibi değil; buncağız bir mesele için şu kadar cümle kurdum; inanılır gibi değil.

Ben sıkılmayayım da kim sıkılsın kardeşim!

***

Evvelce ellerini attıkları her yerde mızrağın sığacağı bir çuval buluyorlar, kitabına uyduruyorlardı.

Şimdiyse çuvalla, kitapla uğraşmıyorlar; doğrudan kullanıyorlar mızrağı.

İki ihtimal de makuldür: “Bunlar can çekişme emareleri” de diyebilirsiniz, “Hala zinde olduklarının ispatı” da…

Fakat her iki ihtimal de son tahlilde önemsizdir.

Çünkü; Cevşenlerle, dualarla, beddualarla kendilerini ne kadar saklamak isterlerse istesinler; şurada, burada ve bürokraside maskelerini takıp “Beni alma onu al” diye ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, Cenab-ı Allah perdeleri kaldırıyor, onları şaşırtıyor.

Öte yandan, galiba halis niyetlerle “Paralel Yapı’yla mücadele ediyoruz” diyerek yola çıkan, ama siyah çöpü beyaz çöpten, sapı samandan ayıramayan, bu yüzden bir süre sonra Paralel Yapı’yla mücadelenin sulanmasına, sulandırılmasına, Paralel Yapı’nın küçüklüğünün veya büyüklüğünün önemsizleştirilmesine neden olan, niteliksiz, özensiz, kaba saba gazetecilere, kralcı bürokratlara da mani oluyor Cenab-ı Allah.

Elhamdülillah.

***

Başa dönelim:

Cenab-ı Allah’tan gayrısına tapmak şirktir.

Karnınız acıkır da “taptığınız” şeyi bir süre sonra yemeye başlarsanız bu dünyada da zelil olursunuz.

Estağfirullah, el Azim, el Kerim, ellezi la ilahe illa Hu!