İnsan bazı zamanlarda ne yapacağını, nasıl yapacağını kestiremiyor. Mutad olanın dışına çıkınca kendini bir yerlere tıkılıp kalmış ve sanki hareket edemiyor, yetemiyor, yapamıyor gibi hissediyor. Sana da öyle olur mu bilmem kâri ama böyle durumlarda kaçacak sığınacak hatta saklanacak bir yer arıyor insan. Kitap okuyor, bir şeyler yazıyor, dinliyor, dinleniyor ama yetmiyor.

Biliyorum içinde olduğumuz bu zamanlar insanı böyle hissettiriyor. Ve zor bazı anlarda bu halden sıyrılıp da kendine dönebilmek ama bütün bunların içinde canımı yakan bir başka mesele daha var benim. Biliyorum senin de canını yakıyor benim içimdeki bu ateş. Hem çok evvel “aynı acıyı hissedenler ve aynı derdi dert edenler kardeştirler” demiştim ben sana.

Ayasofya diye bir derdi olan ve iptila kertesine varmış bir muhabbetle ona hayran olan, o meftunlukla Ayasofya romanı yazmış biri olarak pek çok kere “Bir gün hep beraber omuzlarımız birbirine değe değe Ayasofya’da bir cuma namazı kılmayı Allah bize nasip etsin” diye dua ettim hep. Ama ne tuhaf ki şimdilerde mahalle camiimizde bile cuma namazı kılamıyoruz.“Zaruretler memnu’ şeyleri mubah kılar” fetvasınca hareket edildiğini ve edilmesi gerektiğini biliyorum ama yine de insanın içi acıyor işte.

Merak ediyorum mesela bu mübarek topraklarda ve mukaddes dava için yola düşüp de gelen ecdadın camie istese de gidemediği yani bir şekilde camilerin cemaate kapandığı bir başka zaman var mıdır? Yani bu vatan toprağı tarihin herhangi bir zamanında buna şahit olmuş mudur hiç? Topyekûn, bütün memlekette camiler cemaatsiz kalmış mıdır herhangi bir tarihte? Ben bilmiyorum ama bilen varsa da söylesin zira merak ediyorum bu hale şahit olan ve olmak zorunda kalan bir tek biz miyiz diye.

Bir de Ramazan var elbette… Ramazan geliyor ve biz ona gidemiyoruz gibi. Ne olacak, bilmiyoruz. Garip değil mi?

Ama biz yine de cuma günleri camileri dolduracağımız, ramazanda saf saf olup da duaya duracağımız, çocuklarımızı yanımıza alıp da huzura varacağımız o zamanı bekleyelim. Belki Allah aramızdaki masumlar hürmetine yardım eder bize. Bize sabırla ve duayla beklemekten başka bir şey düşmüyor ki. Beklemek zor biliyorum ama beklenen güzelse beklemek de güzeldir…

Bir şey daha var;

Namazı olmayınca cuma buruk, kırık, eksik ve noksanmış.

Her cuma insanlar camideyken dışarıda olanlar bu yükü nasıl taşıyor ve bu acıya nasıl katlanıyorlarmış! Hayret…