Mısır’da Kahire Ceza Mahkemesi, Müslüman Kardeşler Cemaati Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii ile cemaatin 50 üyesinin yargılandığı “Rabia Operasyonları Birimi” davasında Bedii ile 13 cemaat yöneticisinin idamına, aynı davadan yargılanan 37 kişinin de müebbet hapsine hükmetti.

Mısır Müftüsü’yle yapılan istişare sonrası idam ve müebbet hapis kararlarını açıklayan mahkemenin başkanı Muhammed Naci Şehhate, Mısır Müftüsü Şevki Allam’ın sanıklar hakkında ısrarla “hırâbe” cezası uygulanmasını istediğini söyledi.

“Hırâbe”, İslam hukukunda meşru düzene karşı çıkarak eşkiyalık yapan, yol kesip hırsızlık yapan, insanlara korku salan, toplumun asayişini bozup halkın canına, malına ve namusuna tecavüz edenlere verilen cezanın adı.

Cezanın dayanağı ise Mâide Suresi’ndeki 33’üncü ayet:

“Allah’a ve Peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri veya asılmaları yahut el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları aşağılayıcı cezadır. Ahirette ise onlar için büyük bir azap vardır.”

Müslüman Kardeşler liderlerini eşkıya olarak gören Mısır Müftüsü’nün idam cezalarını onaylarken ileri sürdüğü mantık, “Her diktatörün arkasında mutlaka bir din adamı vardır” sözünü doğrular nitelikte.

Hukukla uzaktan veya yakından ilişkisi olmayan bu keyfi kararlar henüz nihai değil ve temyiz süreci aylarca devam edebilir.

Darbecilerin emriyle hareket eden Mısır yargısının güvenilirliği ve tutarlılığı sıfırın altında.

Çünkü bu tür davalarda verdiği kararlar tümüyle siyasi ve konjonktüre göre değişir.

Bugün hakkında idam cezası verilen yarın beraat edebilir.

Hatırlarsanız Kahire Acil İşler Mahkemesi, Hamas’ı terör örgütü ilan etmişti.

Darbecilerin arzusu doğrultusunda alınan karara daha sonra yine hükümetten itiraz geldi.

Hem de Mısır Adalet Bakanı’nın “Hamas artık terör örgütüdür, hükümet karara itiraz etmeyecek” açıklamasının ardından.

Darbecilerin direktifleri doğrultusunda Hamas aleyhine söz konusu davayı açan avukatın davadan vazgeçmesiyle de oynanan tiyatro sona erdi.

Mahkemelerden çıkan bu tür kararlar darbecilerin siyasi manevralarının ve oynadıkları oyunun bir parçası.

Müslüman Kardeşler liderlerine verilen idam ve müebbet cezaları da aynı çerçevede değerlendirilmeli.

Abdülfettah El Sisi, bu kararlarla Müslüman Kardeşler’e karşı yumuşaması için gelen veya gelebilecek baskılara karşı önlem alıyor, pazarlıkta elini güçlendiriyor.

Çünkü bölgede kartlar yeniden düzenlenirken ve ittifaklar yeniden şekillenirken çok sıkı pazarlıklar yapılıyor.

Aynı zamanda Müslüman Kardeşler liderlerine ve ailelerine, darbe karşıtlarına şantaj yapmayı hedefliyor.

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istiyor.

Bedii ve yoldaşlarının serbest bırakılması için yapılan baskılar şimdi yerini “İdamları durdurun” çağrısına bırakacak.

İdam ve müebbet kararlarının açıklanmasından sonra cemaatin ve sokağın öfkesi yorumlara da yansıdı.

Müslüman Kardeşler’in içinden cemaatin artık barışçıl direnişi terketmesi ve silahlı direnişi tercih etmesi gerektiğini dile getiren sesler yükselmeye başladı.

Buna rağmen genel kanaate göre cemaatin silahlı direnişe geçmesi hâlâ çok uzak bir ihtimal.

Fakat darbeciler – Allah korusun – idam cezalarını infaz etmeye başlarlarsa bu ihtimal eskisi kadar uzak olmayacaktır.