Müellif Bediüzzaman Said-i Nursi, “İhlasın sırrı, sırrı adediyettir” diyor. Müşarih Mehmet Doğan (Molla Muhammed) ise, bu konuyu şu şekilde delillendiriyor: “Kırk sahabi, kırk senede, kırk devleti mağlup etmiştir.

Evet, “Hakikat-ı Muhammedi” veya “Veresiyeyi nübüvvet” dediğimiz “Tevhid ehli”nin yanında, yani “bir rakamı”nın hemen dibinde “sıfır olmak”, bu işin tek ve yekta çaresidir. O zaman bir rakamının yanındaki sıfır on, ikinci sıfır yüz, üçüncü sıfır da diğer sıfırlarla birlikte bin kıymetini alır.

Şimdi düşünsenize, kırk tane kendisini sıfır mesabesinde gören ashabı kiramın ve risalet-i Muhammedi (a.s.m) yanında oluşturdukları hesap rakamlarına sığmayan harikulade birlikteliği…

Buna günümüz literatüründe “sinerji”; tasavvufta ise “sırrı tefânî” denilir. Yani bu işin sırrı; “bir olmak”, “birlik olmak” ve “tek ruh olmak”tır. Bu da demek oluyor ki; Tevhidi imani, tevhidi kulubu iktiza eder!

Birin yanında “birlik davası”nda olanlar ve “ayrılık-gayrılık” iddiasında bulunanlar; “ihtilaf”ın, “nifak”ın, “şikak”ın, “kin” ve “adavet”in müsebbibidir…

“DESİNLER” DİYE YAŞAYIP ÖLMEK!..

Hayatının merkezinde “ben”lik olduktan sonra; sen, sana “secde” ettikten sonra, insanların sana “teveccüh” ve “iltifat”la “tapmaları”nı arzuladıktan sonra; Allah’ın, senden razı olmasını beklemen mümkün müdür?

Peygamberimiz (a.s.m) bu hususta şöyle buyurmaktadır:

 “Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder.

Cenâb-ı Hakk:

  "Peki, bunlara karşılık ne yaptın?" buyurur.

  "Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim." diye cevap verir.

  "Yalan söylüyorsun. Sen, ‘Babayiğit adam.‘ desinler diye savaştın, o da denildi." buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.

"Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder.” Ona da:

  "Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın?" diye sorar.

  "İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur'an okudum." cevabını verir.

"Yalan söylüyorsun. Sen ‘Âlim’ desinler diye ilim öğrendin, ‘Ne güzel okuyor’ desinler diye Kur'an okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi." buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır."

"(Daha sonra) Allah'ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder."

"Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın?" buyurur.

  "Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiçbir yerden esirgemedim, sadece senin rızanı kazanmak için verdim, harcadım." der.

"Yalan söylüyorsun. Hâlbuki sen, bütün yaptıklarını ‘Ne cömert adam’ desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi." buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim, İmâre 152)

AHMAK OLMAMAK İÇİN!..

Geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşın masasında, Newton’un Sarkacı vardı. İsmi yabancı gelse de bir çoğumuz bu aleti görmüştür. Üzerinde altı adet metal topun bulunduğu bu alette, toplardan birini hareket ettirince, her biri diğerini harekete geçirir. Bu aletin çalışmasını görünce kafamda şöyle bir düşünce oluştu:

-“Bu işi sebep yaptı” diyen adam, diğer topların hareketinin sebebi olarak “ilk topu” gösterir.

-“Bu işi tabiat yaptı” diyen adam ise, “Hayır topun çekilmesi neticesinde oluşan itme ve çarpma kuvveti, bu topların hareketini oluşturmuştur” der.

-“Bu iş kendi kendine oluştu” diyen adam da işin ne olduğunu dahi kavrayamamış bir “ahmak”tır.

-“Allah ise buyuruyor ki”; “Bu işi ben yaptım. Ben her şeyi yaratanım. Ve her şeyin vekiliyim. Zira semavat ve arzın anahtarı benim yanımdadır…” (Zümer 62-63)

AYRIŞMA!..

Âlemde sanki “mümeyyiz” ismi tecelli ediyor ve her şey bir diğerinden ayrılıyor. İnsanların insanlıktan ayrılması, ailelerin birdenbire dağılması, devletlerin teker teker parçalanması, bende bu kanaati oluşturuyor…

İTİ, İTE KIRDIRIYOR!..

93 Harbi’nin hemen ardından yaşanan, birinci ve ikinci dünya savaşlarıyla, yeryüzü “kana bulanmış”tı. Körfez harbiyle birlikte, Âlem-i İslam’a kan kusturan Rusya, Amerika, Fransa ve İngiltere; bu defa da Afrika üzerinden birbirine düştü. Ne diyeyim, Allah, iti ite kırdırıyor. Bu gelişmeler, âlem-i insaniyet ile İslamiyet’in lehine olur inşallah…

ARİF OLAN ANLAR:

Kıymet verdiklerinizin, kıymetsiz olduğunu gördüğünüzde kendinize kızın. Zira, kıymeti veren sizsiniz…

Selam ve dua ile
Fiemanillah