Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin liderleri geçtiğimiz hafta sonu Brüksel’de Kovid-19 salgını dolayısıyla ekonomilerinin içine düşükleri durumdan sıyrılabilmek adına bir araya geldiler.

Toplantılara Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen başkanlık etti.

Tüm dünyayı saran ve etkisi her alanda gün geçtikçe daha da belirginleşen salgından Avrupa ülkeleri de tüm dünya ülkeleri gibi derinden etkilenmiş durumdalar.

Dünyanın en büyük ekonomilerinden olan Almanya’nın bile elini ayağına dolaştıran ekonomik göstergeler neticesinde alınacak kurtarma önlemleri son derece büyük öneme haiz olduğundan birliğe üye ülkelerin bir derecede mutlaka ama mutlaka anlaşmaya varmaları gerekiyordu.

Ortaya çıkan tüm bu sebeplerden ötürü müzakereler hem gündüz hem de gece olmak üzere dört gün boyunca sürdü ve sonunda uzlaşı sağlanarak bir plan ile bütçe üzerinde anlaşmaya vardılar.

Öncelikle üzerinde anlaşılan plan ivedi bir şekilde uygulanacağı için içeriği tüm ülkeler tarafından en üst düzeyde önem arz ediyordu.

Plana göre tüm üye ülkelerden oluşan Avrupa Birliği Komisyonu finansal piyasaları rahatlatmak durumundaydı.

Bu rahatlamayı sağlayabilmek adına da komisyon sermaye piyasalarından reel piyasaları rahatlatabilmek namına borçlanma yetkisini tam anlamıyla alabilmeliydi.

Yetki en üst düzeyde alınarak ülkelerin içerisine düştüğü resesyondan kurtulabilmeleri anlamında toplamda 750 milyar eurodan oluşan bir kurtarma programını komisyon onaylamış oldu.

Ortaya konulan 750 milyar euronun 360 milyar eurosu ülkelerin kullanabileceği kredi geriye kalan 390 milyar euro tutarındaki kısmı ise ülkelere hibe olarak aktarılmak üzere planlanmış.

Ayrıca zirvenin ana konularını ise dünyayı etkisi altına alan salgın ekonomileri ne derecede etkilemiştir sorusuna cevap aramak, etkilenme neticesinde ekonomilerin içine düştüğü durumdan ülkeleri nasıl bir proğram ile kurtarabiliriz sorusunu tartışmak oluşturmuştur.

Sonrasında ise birliğin geleceğinin ekonomik anlamda ne olacağı masaya yatırılmış ve bu anlamda 2021-2027 yılları arasındaki bütçenin nasıl olması gerekliliği de tartışılmıştır. Bütçenin toplamda yedi yılı kapsamasından ötürü de ismine “Çok Yıllı Mali Çerçeve” adı verilerek oluşturulan taslak üzerinde tüm üye ülkelerin görüşleri alınarak uzun uzun müzakereler yapılmıştır.

Bütçe üzerinde müzakereler yapılırken 3 ana konunun altı kalın çizgilerle çizilmiştir.

Bu konular;

Ülkelerin harcama yapacakları alanlar neler olacak?Ortaya konulan bütçenin hacmi ne olacak?Birlikteki ülkelerin ekonomik büyüklükleri birbirinden çok farklı olduğundan önümüzdeki yıllarda her bir ülkenin bütçeye katkısı hangi oranda olacak? Burada ki oranı belirleyebilmek için nasıl bir kriter üzerinden devam edileceği de görüşülen konular arasındaydı.

Anlaşmanın toplam büyüklüğü bütçe ile birlikte 1 trilyon 800 milyar euro civarında olup bunun 1 trilyon 74 milyar euro büyüklüğündeki kısmını 2021-2027 bütçesi oluşturmakta diğeri ise yukarıda belirttiğim gibi kurtarma paketinden oluşmaktadır.

Bütçede hukukun üstünlüğü, dünyadaki iklim değişimleri ve ülkelerin özkaynakları konularında nasıl adımlar atması gerekliliğinin üzerinde durulmuştur.

Avrupa Birliği’nin bu adımı bölge dışındaki diğer ülkelerinde üzerinde önemle durmasını gerektiren bir konudur.