Aldıkları kararlar ve ülkede estirdikleri terör yüzünden milyonlarca insanın hayatını kararttılar. Fakat asla yaptıklarından utanmadılar. Aradan geçen 24 yıl sonra bile, bırakın pişman olmayı, hâlâ kötülüklerini pervasızca savunuyorlar.

Ülkemize 10 aylık iktidarında yaptığı devasa hizmetlerin bedelini, burnundan fitil fitil getirdikleri Merhum Erbakan'ın anma toplantısında tespih tanesi gibi dizildiklerine bakıp, nedamet getirdiklerini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

28 Şubat darbesinin en çirkin yüzü olan "başörtüsü yasaklarının" kaldırılması kararını Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettirmeye çalışanlar kimlerdi? Özgürlüklere düşmanlıkta sınır tanımayan bu dilekçeyi hazırlayan, bugün ise "Erbakan'ı rahmetle, 28 Şubat'ı lanetle" anan CHP'li vekil Mahmut Tanal aklımızla alay mı ediyor? Hayır. FETÖ'yü savunmak için göğsünü siper edip, Zaman Gazetesi'nin önünde panzerlere kafa atarken, bu necis örgütün temel düsturunu öğrenmiş olmalı: "Takiye"

28 ŞUBAT KARARLARI ÇOK GÜZELMİŞ

Darbeyi açıkça savunup, darbecileri temize çıkarmak görevini ise Sözcü Gazetesi'ne verdiler. Kılıçdaroğlu, Erbakan anmasında timsah gözyaşları döktüğü sıralarda, partinin yayın organı Sözcü, Erbakan'a küfür etmesiyle meşhur olan Osman Özbek ile yaptığı röportajı yayınlıyordu. Saygı Öztürk'e konuşan Özbek, 28 Şubat darbesinde alınan kararların "çok güzel" olduğunu söylemiş. Ne kadar kıymet bilmeyen bir milletiz.

Ona göre aslında "Erbakan değil, çevresindekiler kötüymüş." Çevresi de herhalde darbecilere boyun eğmeyip, karanlıklarını başlarına geçiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan olmalı.

Sözcü, darbenin lider kadrosundan Çevik Bir ile de görüşmüş. Ülkeyi büyük bir zindana çeviren adam, pişmanlık duyacak değil ya; o da hiçbir yanlışının olmadığını söylüyor. Bu kişi Türk yargısına göre müebbet hapis ile cezalı ve rütbeleri sökülmüş birisi.

"DARBECİLERİ SEVELİM"

CHP'nin Sözcü'sü darbecileri parlatır da, İyi Parti'nin Yeniçağ'ı boş durur mu? Gazetenin Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu da, tıpkı Öztürk gibi "21 darbeciye verilen müebbet hapis cezalarını" yerden yere vurarak, 28 Şubat'ı selamlayanlardan.

Neden mi bu kadar pervasız, işledikleri bunca suça rağmen bu kadar pişkinler? Birincisi, asla hak ettikleri şekilde cezalandırılmadılar. Memleketin 300 milyar dolarını çaldılar. Milyonlarca insanın eğitim, çalışma ve siyaset yapma hakkını gasp ettiler. Fakat bedelini asla ödemediler. Yargıdan, akademiye; medyadan sendikalara kadar her alanda yüzlerce darbeci varken, sadece az sayıdaki asker ceza aldı. Onların da hiçbirisi hapiste değil.

İkincisi ise, muhafazakâr medyada köşe tutanlardan, kifayetsiz siyasetçilere; korkak sendikacılardan, ikiyüzlü bürokratlara kadar geniş bir "28 Şubat edebiyatı yapmayalım, kin tutmayalım" korosunun verdiği cesaret yüzünden.

Bu koro 24 yıldır darbeye bir hafta kala ara verdikleri "vesayetçilere yaranma pozisyonlarına" dönebilirler. Ne de olsa mart geldi.