Kimilerinin “çocuk edebiyatı” adını verdiği asıl olarak “çocuklar için edebiyat” şeklinde tanımlanabilecek alan günümüzde denetimi olmayan ticari bir sektör haline geldi.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 450 milyon kitap basılıyor. Bu kitapların yarısını eğitim yayınları oluşturuyor. Kalan %50’lik dilimde ise en fazla satış dini yayınlar ve çocuk kitabı türlerinde gerçekleşiyor. Her yıl yaklaşık 40 milyon çocuk kitabının basıldığı sektörde yüzlerce yayınevi bulunuyor.

Eğitim kitaplarının da doğrudan çocuklar ve gençlerle ilgili olduğunu düşündüğümüzde tüm sektörün %60-65’i bu yaş grubuna hitap ediyor diyebiliriz. Milli Eğitim tarafından basılan kitapları bu rakamların dışında tutuyoruz.

Kitapta KDV’nin sıfırlanmasının ardından her yıl ortalama %8-10 büyüyen bu büyük sektörde yadsınamaz bir denetim sorunu gözleniyor. Yetişkin kitaplarında bilinçli tercihin yönlendirmesine karşın çocuk kitaplarında renkli ve albenili bir kapak tercih için yeterli olabiliyor. Dolayısıyla çocuk kitaplarında hem ebeveynlerin hem de doğrudan alışveriş yapan çocukların bilinçli tercih oranı çok düşük.

Geçtiğimiz yıllarda çocuk edebiyatı adı altında yayınlanan pek çok kitapta siyasi, ahlak dışı, pornografik, eşcinsel öğelerin yer aldığının anlaşılması bu konuda daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle ebeveynlerin aldıkları kitapları kontrol etmeden çocuklarına okutması büyük psikolojik sorunlara neden olabiliyor.

Çocukların gelişiminde 4-7 yaş, 7-11 yaş ve 11-15 yaş arası farklı özellikleriyle ele alınması lazım. Özellikle çocukların cinsel gelişimlerinde 11-15 yaş arası büyük önem taşıyor. Bu alanın gelişim özelliklerini bilmeyen kimi sözde yazarların 4-7 yaş grubunda bile cinsel temalara yer vermesi kabul edilemez bir hatadır. Bu sözde yazarların bir kısmı bilmeden bu hatayı işlerken bir kısmının bilinçli şekilde kendi çarpık anlayışlarını aşılamak için bu kontrolsüz sektörü aracı olarak kullandığı görülüyor.

LGBT, cinsel özgürlük, toplumsal cinsel kimlik oluşturma çabası adı altında çocuklarımızı zehirleyen bu yayınları denetleyen bir kurumun olmaması maalesef milyonlarca çocuğumuzu olumsuz etkiliyor. Kimi sol görüşlü yazarlar ise siyasi fantezilerini çocuk kitabı adı altında yayınlayarak kişisel doyuma ulaşmaya çalışıyor. 4-7 yaş çocuk kitaplarında Marx, Lenin, Engels, Darwin, Che Guevara, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi solun idolleştirdiği isimlerin gülen yüzleriyle renklendirilmiş çizimleri sadece ülkemize has bir durum olsa gerek. Hatta bazı kitaplarda sol terör örgütlerinin kahramanlaştırdığı katilleri bile görebiliyorsunuz. Bu kitapların sözde yazarlarının amacını belirtmeye gerek yok sanırım. Hak ve batıl mücadelesinde sapkınlar ilk önce çocuklarımızı hedef alıyor.

Bu tarz sapkın kitapların tespiti ve engellenmesi noktasında ne Milli Eğitim Bakanlığının ne de Kültür Bakanlığının bir filtreleme çalışması bulunmuyor. Bazı veliler bu kitapların varlığından haber verip basına düştüğünde kısa vadeli bir tepki oluşuyor hepsi o kadar. Aynı kitaplar kısa bir aranın ardından yayınlanmaya devam ediyor.

Velilerin bu tehlikeden korunmasının birkaç yolu var. Öncelikle güvenilir yayınevlerinden alışveriş yapılması sorunu büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. Bu alanda yayın yapan güvenilir pek çok yayınevi bulunuyor. Tarihi ve İslami değerlere sahip bu yayınevleri milletimizin kültürel yapısına uygun yayınlar yapıyor. “Milli Eğitim Temel Eserler Serisi” damgalı kitaplar da bu açıdan faydalı olacaktır. Son olarak kitabı okuyan güvenilir isimlerin tavsiyelerine de kulak verilebilir. Bu sapkın kitapların yayınını engellemenin asıl yolu ise devletin bir denetim mekanizması kurmasından geçiyor. İlgili bakanlıklarımızın bu hassas konuyu zaman geçmeden ele almasında büyük fayda var.