Ne yaparsanız yapın ne verirseniz verin bir türlü doymayan bir açgözlülük hali var görünürde…

Sadece bir tüketici olarak ve aldığını iki gün sonra “çöp” haline dönüştürecek bu açgözlülük, doyurulması imkânsıza tekabül ediyor…

Kanaati, tevekkülü sokağına bile sokmayan bu seküler anlayış, hiç ait olmadığı muhitleri kendine mesken tutmaya başlamış görünüyor…

Son dönemlerde siyasi manipülasyonlarla da harı yükseltilen küresel paralara yönelen talep, bir açgözlülüğün tanzim edilmesinin ne denli sonuçlar üretebileceğini açık olarak göstermiş oldu…

Üretmesi, istihdam sağlaması gereken iş dünyasının TÜSİAD gibi temsilcilerinin dahi -kolay para kazanma yöntemi olarak- yüksek faizi savunması, yine aynı türden bir açgözlülüğün sonucu…

Bu öyle iflah olmaz bir açgözlülük ki, ne vatanın ne de kardeşin hakkını gözettiriyor; muhteris taşıyıcısına…

Evet, öyle!

Nitekim dolar yükselirken adeta zil takıp oynayanların, hızla yere çakıldığında nasıl da kederlendiklerini hep birlikte gördük…

Bunlar bu ülkede ve gözlerimizin önünde oldu; çok acı ve çok hazindi ama oldu…

Sırf iktidar gitsin diye bu ülkenin batmasına tencere-tava çalarak ritim tutanlar, aynı zamanda karşı olduklarını iddia ettikleri kaymak tabakanın, “tanzim edilmiş açgözlülüğüne” çalıştılar; doymayacaklarını bile bile…

Bu tanzim edilmiş açgözlülük, bütün çabalara rağmen bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanının güçlü iradesine çarparak şoka girdi…

Yeni ekonomi modeli karşısında adeta zihinsel felç yaşayan ekonomistlerinin bile izah etmekte zorlandığı bir süreçle karşı karşıyalar…

Şok üstüne şok yaşamaya da devam ediyorlar; şaşkınlıklarını örtmekten bile aciz olarak…

“Bir kez daha mahcup olacaksınız” dendiğinde, “Artık bitti, Yolun sonu, Geliyor gelmekte olan” diyorlardı; müstehzi tavırlarıyla…

Ama samimiyetin, tecrübenin, iradenin ne olduğunu bir defa daha gösteren bir Erdoğan ile yeniden tanışmış oldular…

Fakat itiraf edecek değiller…

Her zamanki gibi yüzsüzlüğe, inkâra devam edecekler…  

Anlaşılan, Cumhurbaşkanı şaşırtmaya onlar da şaşırmaya doymayacaklar…

Yaklaşık yirmi yıldır yapılan devasa hiçbir şeyi takdir edemeyenlerin, sanki takdir etmiş gibi dolara sarılarak akıl vermeye çalışması da, hafızalara bir defa daha kaydedilmiş oldu…

En azından yakaladıklarını düşündükleri belki de bugüne kadarki en ciddi fırsatlardan birini daha kaybetmenin derin üzüntüsü yüzlerini ve yüreklerini kaplamışken, karamsarlık vehmeden akıllarını kendilerine saklamalarını bekliyoruz; en azından bir süreliğine…

Zira bu süre zarfında ve sükûnetle ülkesinin selametini düşünenlerin yapması gereken çok önemli işleri olacak…

Ülkemiz ve ülkemizden beklentisi olan herkes için bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek temennisiyle…