“Bilesiniz ki Allah dostlarına asla korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler. Onlar ki, iman etmişler ve takvaya ermişlerdir, işte onlara hem bu dünya hayatında hem de ahirette müjdeler olsun! Allah’ın sözlerinde değişme olmaz; (öyleyse) en büyük kazanç budur.” Yûnus Suresi-62/64

“Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler): Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” Âl-i İmrân Suresi-191

“Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.” Ra'd Suresi-28

Abdullah İbn-i Ömer’den (ra) Resûlullah (sav) buyurdu ki: “Meclisinde bulunacağınız en hayırlı kimseler, görüldüğünde size Allah'ı hatırlatan, konuşması ilminize bereket katan ve ameli ahirete rağbetinizi artıran sâlihlerdir.” Hadis-i Şerif

***

İçinde yaşadığımız şu zaman uçsuz bucaksız bir çölü andırıyor. Allah dostları bu susuz çölde bir vaha misali sinelere inşirah verir. Bulanlar ancak arayanlardır… Kutsi Hadiste belirtildiği gibi Allah’a doğru bir adım atana Allah on adımla gelir. Samimi bir yakarışla gönülden yapılan dua nice kapıları açar da o insanı nasip ülkesinin sultanı yapar.

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (ks) Anadolu’nun bağrında açmış güle benzer. Allah’ın “Cemal” tecellisinin numunesi misali etrafını misk kokularına ram eden bu kutlu Veli 27 Ocak 1987’de dâr-ül bekâya irtihal eyledi. Her iki koldan Peygamberimiz’in (sav) nur nesline dayanan Hacı Hasan Efendi, daha çocuk yaşlardan itibaren akranlarından farklı yönleriyle temayüz etmiştir. Gönüller Sultanı Ramazanoğlu Mahmud Sami Hazretleri’nin ifadesiyle O doğuştan veli idi. Hacı Hasan Efendi, zamanın irşad kutbu Mahmud Sami Hazretlerinden icazet aldıktan sonra (1939) ömrünün sonuna kadar manevi emaneti yerine getirmek üzere irşad sohbetlerine aralıksız devam etmiştir.

Torosların eteğinde bir beldede dünyaya gelen Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (ks) kısa zamanda Kayseri, Konya, Niğde, Adana, Sivas, Yozgat gibi pek çok şehirde yaşayan ve manevi susuzluktan muzdarip olan kitleler için hayat kaynağı olmuştur. Bahsettiğimiz yılların 1940’lar ve sonrası olduğunu hatırlarsak bu sıkıntıların nevi daha iyi anlaşılır.

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (ks) her haliyle Sünnet-i Nebevi’nin yaşayan örneği olmuştur. Hilm, takva, tevazu, samimiyet, sabır, şefkat ve letafet her halinde görülürdü. Hacı Hasan Efendi Hazretleri, sevenlerinin her türlü derdiyle hemhal olurdu. Hayatı boyunca dünyaya hiç meyletmedi. Zor zamanların bütün baskılarına rağmen inançlarından asla taviz vermedi. Ziyaretçilerinden iyiliği emredip, kötülükten nehyetmelerini isterdi. İlim ehline iltifat eder, keramete değil istikamete önem verirdi. O sohbet ve aşk ehli idi. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) olan aşkı ve muhabbeti sonsuzdu.

Sohbetlerinde zamanın temel meselelerini Kuran’dan ayetler ve hadis-i şerifler ışığında akıcı bir dille anlatırdı. Kendisini dinleyenler zamanı ve mekânı unutur, asrı saadetin o gül kokulu zamanlarını hatırlarlardı. Sözlerinin arasında “Allah” deyince yürekler titreşir, Hz. Peygamber’in(sav) ismini anınca hasret depreşirdi. Üstadın ilahi neşvesi her haliyle söz olup gönüllere tesir ederdi. Halkın diliyle konuşur, gündelik hayatın içinden örnekler vererek konuları vuzuha erdirirdi.

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (ks) “Zâhirde halk ile olsa da bâtında Hak ile” yaşayan velilerin yaşayan bir örneğiydi. Sözünün tesiri de bu hâli ile taçlanırdı. Cemaatin derdi neyse onun reçetesini sunardı. Bunu da bir baba şefkatiyle yapardı. “Din nasihattir” emri mucibince kendisine gelen herkesi kucaklar, güzel cümlelerle gönüllerini onarırdı. Özellikle de gençler üzerinde durur, nefsin oyunlarından uzak durmaları için olabildiğince onları gözetirdi. Kuran ve sünnete aykırı hiçbir hali tasvip etmez, “Şeriate aykırı tarikat batıldır” diyerek tasavvufi terbiyenin, özünü Kuran’dan alan Muhammedî ahlak olduğunu vurgulardı. Kemmiyete değil keyfiyete önem verirdi. Zühd ve takvanın ancak ve ancak ibadetlerdeki istikrar ile mümkün olacağını öğütlerdi. Allah’ı zikretmenin gönüllerin pasını sileceğini ve imanı parlatacağını hatırlatır; sohbeti sırasında sıklıkla cemaatini zikre davet ederdi.

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi (ks) sohbetlerinde zamanın afetleri olan televizyon, sinema, dünyevileşme, materyalizm, komünizm, ateizm, alkol alışkanlığı gibi konulara da değinmiştir. Müslümanların kendi dünyalarına kapanmak yerine ekonomide, siyasette, eğitimde ve diğer tüm alanlarda aktif olmalarını öğütlerdi. Sadece Türkiye değil diğer coğrafyalardaki Müslümanların selameti için çevresindekileri mümkün olan her kanaldan müdahil olmaya yönlendirirdi.  “Kuzularım, yavrularım” diyen o şefkatli sese yetişenlere ne mutlu. Yetişemeyenler ise kitaplarından, internetteki sohbetlerinden istifade ile ruhlarını irşada devam ediyor.

Rabbim cümlemizi şefaatlerine nail eylesin.