Metinler, konuşmalar ya da işareteler hakkıyla ne zaman anlaşılabilir?

Muhatapları hangi ilmi seviyeden okuyucu ya da dinleyicidir?

Bugün en çok ıztırap çektiğimiz şey bu soruların cevabıyla ya da cevapsızlığıyla ilgili değil mi?

Evet, Louis Robert; “Metinleri anlamak için doğayı, botaniği, hayvanları, testere balıklarını ve çok renkli mermerleri, manzaraları incelemek gerekir” diyor.

Dünyada olup bitenden habersiz biri için metinler ya da konuşmalar tam olarak neyi ifade edebilir ki…

Okuduğu sayfada “bal” kelimesiyle karşılaşan biri hayatında hiç onu tatmamışsa o kimseden kavramın hakkını vermesi beklenebilir mi?

Bir derdi, ızdırabı ya da sevinci yaşamamış biri dertli ya da sevinçli birinin konuşmasını, hakkıyla yorumlayabilir mi?

El, elin eşeğini neden türkü söyleyerek arar?

Ona komşusunun baktığı gibi bakamadığı için olabilir mi?

Bir zihniyet, başka bir zihniyetin sembollerine çok acımasız davranır ya, işte onun sebebi de yine o sembolle kuramadığı duygu bağıdır.

Biri o sembol için canı verirken diğeri onu hiç gözünü kırpmadan yok edebiliyor.

Hele de bir arada yaşama arzunu tamamen kaybetmiş ise bu yıkımın şiddeti çok daha vahim hale geliyor.

CHP zihniyetinin, İslâm’ın ya da milli değerlerimizin sembolleriyle bir türlü barışamayışının sebebi de onlarla kuramadığı rabıta değil mi?

CHP’li İBB Başkanının Panorama 1453’te klasik müzik çaldırması, Sarayburnu Sahili’nde yürüyüş yoluna serdiği dini ve milli semboller bize bu rabıtasızlığı göstermiyor mu?

Ya da CHP Genel Başkanının seccadeye ayakkabıyla basmasını ne ile izah edeceğiz?

Hangi açık işaret bize CHP’nin tarihi kodlarından sıyrılamadığı gösterecek.

Tunuslu kardeşlerimiz de kendi ülkelerindeki CHP zihniyetinin Nahda Hareketiyle sonlandığını sanıyorlardır değil mi?

Küçük gafletler ve devletin damarlarına sızmış zihniyetler fırsatını bulur bulmaz hareketin lideri olan Gannuşi’yi tutukladılar. Hem de Müslümanların en önemli sembolleri üzerinden mesaj vererek. Yani Kadir Gecesi’nde ve iftar saatinden hemen önce. 50 polisle yapılan bir baskınla iki saat boyunca evi aranan Gannuşi, daha sonra gözaltına alındı ve tutuklandı.

Bu zihniyet, düşmanını ayağa kalktığı yerden yıkıyor.

Tıpkı bizde ezanı Türkçe yapan ve onu Osmanlıyı sembolize eden Fatih Camii’nden okutan zihniyet gibi.

İçimizdeki bazı muhafazakârlar, CHP’nin “değiştik” sözlerine kanmış gibiler. Oysa masanın çeperlerine sinmiş o zihniyetin hala ne kadar diri olduğunu iyi bakan her göz çok iyi görecektir. CHP’li belediyelerin verdiği çok açık işaretlerin izini sürenler de hakeza.

Ne yaz ki; “Hükümdara bile hükmeden çıkarlar” gözleri mühürlemiş görünüyor.

Tunus’ta yaşanın bir ibret vesikası olmasını temenni ederim.

İktidarı elde etmek için kürkünü değişmiş bir zihniyetin engel olamadığı, kürkünün sağından solundan taşan işaretlerin, uyuyanlarımızı uyandırması temennisiyle…