Gençlerin gelecek kaygısı her zamankinden daha fazla gündemde. Türkiye’de istihdam meselesi hükûmetlerin ve ekonomik programların değişmeyen gündemidir. İstihdam, özel sektör marifetiyle karşılanmaktadır umumiyetle. Ekonomik krizlerin baş gösterdiği ve enflasyonun zirve yaptığı dönemlerde kamu sektöründe çalışanlar enflasyon oranında ücret artışları elde edebilirken özel sektörde artışlar aynı oranda olamayabiliyor.

Her ilde en az bir, bazı illerde birden fazla üniversite bulunmaktadır. Her üniversitenin eğitim ve fen edebiyat fakültesi ve öğretmenliğe kaynaklık eden çok fazla bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerden mezun olan gençler, doğal olarak kamuda öğretmen olarak göreve başlamak istemektedirler. Yüz binlerce mezun, öğretmen olabilmenin yarışını vermektedir.

Gelinen noktada öğretmenliğe kaynaklık eden bölümlerin sayısına ve kontenjanına yönelik ıslah çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Türk dili ve edebiyatı bölümünün eğitim fakültesinde, fen edebiyat fakültelerinde hatta açıköğretim fakültesinde programı bulunmaktadır. Her yıl bin civarında Türk dili ve edebiyatı öğretmeni atandığı bir ülkede 10 binin üzerinde mezun verilmesi sağlıklı ve akılcı bir politika olamaz.

Beklenti 50 bin öğretmen ataması

Öğretmen adayları, nefeslerini tutmuş öğretmen atama takviminin ve kontenjanının açıklanmasını beklemektedir. Türkiye’de her yıl ortalama 40 bin öğretmen ataması yapılmaktadır. Bu kontenjanın yine ihtiyaçlar doğrultusunda ve adil bir şekilde dağıtılması beklenmektedir. Bazı Millî Eğitim bakanları belirli alanları önceleyerek dağılımın bir bölümde yığılmasını sağlamaktadır. Bir önceki Bakan Mahmut Özer, okul öncesi öğretmenliği alanına normalin çok üstünde kontenjan açıklamış ve diğer bölümlerin kontenjanlarında kısıtlamalara gidilmişti.

Bu durumun bir devlet ve hükûmet politikası olmaktan ziyade Bakan Bey’in ve ekibinin önceliklerine göre yapıldığı kanaati hâkim alanda. KPSS sonuçlarının nasıl kullanılacağı konusu da zaman zaman karıştırılmaktadır. Bazı seneler iki yılın KPSS puanı da atama puanı olarak kullanılırken genel uygulamada, öğretmen alımlarında en son KPSS sınavına girilen yılın puanı kullanılmaktadır. Artık kamu personeli ve özelde öğretmen atama usul, esas ve dönemleri netleşmeli, sık sık değiştirilmemelidir.

Öğretmen adayları 2024 yılında 50 bin öğretmen ataması beklemektedir. Kontenjan dağılımlarının da tek bir alana aktarılmadan yapılması beklentiler arasındadır.

Mülakat bilmecesi çözülecek mi?

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seçimler öncesinde kamuya eleman alımlarında mülakat yapılmayacağı vaadinde bulunmuştu. Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin ise mülakatların yapılacağını hatta öğretmen adaylarına bir saat boyunca sınıfta ders anlattırılacağını duyurmuştu.

Öğretmen adayları mülakatın tekrar subjektif yöntemlerle yapılmasına tepki gösterdiler ve sosyal medya mecralarında tepkilerini kamuoyuyla paylaştılar. Mülakat uygulaması artık daha fazla siyasal ve sosyal maliyet oluşturmamalıdır. Onlarca eleme süzgecinden geçen öğretmen adaylarının tekrar bir strese ve haksızlığa uğrama duygusuna düşürülmemesi gerekir.

Hiçbir mülakatın mutlak objektifliğinden bahsetmek asla mümkün değildir. Artık gençlerimiz kendi puanlarıyla atanmalı ve devletin adilliğine karşı negatif düşüncelere sebebiyet verilmemelidir.