Deprem felaketini yaşadığımız ve yaralarını sarmaya çalıştığımız bu günlerde bir deyeni bir virüs salgını ile karşı karşıya kalmamız söz konusu olabilir.Malum küresel dünyada zoonoz hastalıklar sınır tanımıyor.

Çin’in Wuhanşehrinde ortaya çıkan pnömoni vakaları ile ilgili olarak ilk uyarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından 31 Aralık 2019’da yapılmıştı.Hastalık etkeninin bilinen başka herhangi bir virüsle eşleşmemesi nedeniyle insanları nasıl etkileyeceğinin bilinmemesi büyük endişe yaratmıştı.

Bir hafta sonra, 7 Ocak’ta Çinli yetkililer tarafından yeni bir virüsün salgına neden olduğu doğrulandı.Yeni virüsün, soğuk algınlığı, SARS(Ağır Akut Solunum Sendromu) ve MERS (Ortadoğu Solunum Yolu Sendromu) gibi hastalıklara neden olan koronavirüs ailesinden olduğu açıklandı.Bu yeni virüse geçici olarak “2019-nCoV (2019-yeni Koronavirüs)” adı verildi.

Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından 25 Ocak 2020 Cumartesi günü yapılan açıklamada, yeni Koronavirüsten ölenlerin sayısının 41’e, enfekte olanların sayısının 1.287’ye yükseldiği bildirdi.  Doğrulanmış vakalara ABD, Fransa, Avustralya, Japonya, Güney Kore, Singapur, Malezya, Tayland, Vietnamve Nepal’de rastlanmasının ardından Dünya Sağlık Örgütü, salgın ile ilgili olarak küresel acil durum ilan edilmesine karar verdi.

Ülkemizde de son günlerde çeşitli şehirlerde Çinli turist paniği yaşandı. Ancak bunlardan şimdilik sadece İstanbul’da Çinli bir çiftin salgın ile ilişkili olabileceği bildirildi. Asıl endişe yaratan bu turistlerin hastanede kontrol altına alınmadan önce temas ettiği kişilere ve bulundukları ortamlara virüsü yaymış olabilecekleri.

***

Uzmanlar, yeni Koronavirüsün Çin’in Wuhan kentindeki Huanan deniz ürünleri pazarında hayvanlarda mutasyon geçirdikten sonra insanları enfekte edebilme özelliği kazandığını söylüyor.

Salgının çıkış noktası kabul edilen Huanan deniz ürünleri pazarı ise Wuhan Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarına yaklaşık 20 mil uzaklıkta bulunuyor.

SARS ve Ebola’yı incelemek için kurulan BSL-4(biyogüvenlik-seviye-4) standartlarındaki Wuhan Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarı’nın Ocak 2018’deki açılışından önce bazı uzmanlar bu laboratuvarda çalışılması planlanan virüslerin tesisten çevreye bulaşabileceğini belirtmişlerdi. Hatta bu konu, dünyanın önde gelen bilim dergisi olan Nature’ın 2017 sayısında yayımlanmıştı.

Aslında bu endişe temelsiz de değildi. Çünkü daha önce2002-2004 yılları arasında SARS virüsü birkaç defa Pekin’deki laboratuvardan sızmış ve meydana gelen salgınlarda 800 kişi hayatını kaybetmişti.

Ancak henüz 2019-nCoV’un laboratuvar kaynaklı olduğunu söylemek mümkün değil. Bunun için salgından izole edilen virüsün genom dizi analizinin yapılarak laboratuvarda çalışılan virüs ile karşılaştırılması gerekiyor.