Ekonomideki yavaşlamayı iyi tahlil etmek ve sebeplerini hızlıca bulup çözüm yollarını uygulamaya koymaktan başka çarenin olmadığı bir ekonomik süreçten geçiyoruz.
2025 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık beklentilerin altında kalan bir büyüme verisi ile karşı karşıya kaldığımız ülkemizde büyümenin düşük çıkmasının sebeplerini bulmak ve çözme zorundayız.
Bizim gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerinde yaşanan ekonomik yavaşlama eğer hızlı bir şekilde çözülemezse kronikleşen bir yavaşlama sürecine girebilir ki bunun sonucunda da ciddi kayıplarla karşı karşıya kalınabilir.
Ekonomik yavaşlama alan olarak faizle ilgili alınacak kararların yönünü de belirleyen bir ekonomik durumdur aslında.
Ekonomik büyümenin olduğu dönemlerde faiz artırımlarına alanlar açarken bunun tam tersi olan ekonomik yavaşlamanın olduğu dönemlerde de faiz indirimlerine alanların açılabildiğine şahit oluruz.
Yani ekonomik konjonktürün faizin yönüyle ilgili etkisi son derece büyük olmaktadır.
Ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlamayla birlikte şirketlerin üretim miktarlarının ve hacimlerinin düşmesi sonucu ortaya çıkmakta bu durumda şirket sayısında azalma ile sonuçlanmaktadır.
Bunun sonucunda da ekonomik alanda daha az üreten olmakta dolayısıyla da ekonomik faaliyetteki yavaşlama ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz indirimine gideceği bir yöne doğru yol alındığını da ifade etmekte büyük fayda görüyorum.
Gerek piyasa gerekse de ekonomik konjonktür faiz indirimi noktasında ciddi bir beklenti içine girmiş ve bu beklentinin bir an önce hayata geçmesini iple çeker bir vaziyettedir.
Ekonomik faaliyetteki yavaşlamanın yanına bir de bugün açıklanacak olan kasım ayı enflasyon verilerinin hemen ardından Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi yönünde ciddi bir beklenti oluşmuş durumdadır.
Kasım ayı enflasyon oranı beklentiler yönünde gerçekleşirse faiz indirimi beklentisi daha da güçlenecek sonuçta da Merkez Bankası faizi indirecektir.
Ayrıca bu yılın yıllık büyüme oranlarına baktığımızda yıllık büyümenin piyasa tahminlerinin çok altında olduğunu görüyoruz ki bu durum ekonomideki yavaşlamanın boyutlarını da tüm yönleriyle gözler önüne sermektedir.
Diğer taraftan enflasyonda bir gerileme olduğunu görmekle birlikte bu gerilemenin beklenen oranlardan yüksek olduğuna ayrıca şahit oluyoruz.
Yani maalesef enflasyonu hedeflediğimiz noktalara getiremiyoruz diğer bir ifade ile enflasyon hedeflediğimiz noktalardan oldukça uzakta kalmakta.
Aslında enflasyon hedeflerine ulaşabilmiş olsak ve ekonomik yavaşlamayı da ekonomik hızlandırmaya çevirebilmiş olsak faizlerin de piyasaların beklediği bir orana yerleşmesi son derece mümkün olurdu.
Faiz indirimlerine başlanılarak iş dünyasının beklediği yatırım ortamının bir an önce hayata geçirilmesi ve şirketlerin finansmana erişiminin önünün açılması gerçekleştirilemezse ekonomik yavaşlamanın da önüne geçilemeyerek ciddi sıkıntılar yaşanabilecektir.
Hedeflere ne kadar hızlı ulaşılırsa ekonomideki olumsuzlukların önüne o kadar hızlı geçilecek ve toparlanma da o kadar hızlı olacaktır.
Bunun yanında ilerleyen dönemlerde özellikle gıdaya erişim ve gıda üretimi noktasında yaşayabileceğimiz olasılıkları da göz önünde bulundurarak ülkemizin bu alanda yaşayacağı sıkıntıların da ekonomik yavaşlamayı hızlandıracağı olasılığını bilerek hareket etmenin de son derece önemli olduğunun altını kalın puntolarla çizmek istiyorum.