İleri sistemler, modern araçlar, yüksek bütçeli projeler… Hepsi etkileyici görünebilir. Ancak bu teknolojileri anlayan, geliştiren ve yöneten insan yetişmiyorsa başarı geçici olur. Çünkü savunma sanayi yalnızca donanım işi değil; akıl, disiplin ve vizyon meselesidir.

Bu alan; mühendis ister, teknisyen ister, analist ister, stratejist ister. Her biri farklı bir bakış açısı, farklı bir sorumluluk taşır. Eğitim ise bu zincirin en kritik halkasıdır. Nitelikli insan kaynağı olmadan kurulan sistemler ya dışa bağımlı kalır ya da sürdürülemez hâle gelir.

İnsan kaynağı güçlü olmayan bir savunma sistemi, en gelişmiş teknolojiye sahip olsa bile kırılgandır. Bilgi güncellenmezse teknoloji eskir, tecrübe aktarılmazsa başarı tekrar edemez. Bu yüzden insanı merkeze almayan hiçbir yatırım uzun ömürlü değildir.

Asıl yatırım, insanadır. Makine satın alınır, yazılım güncellenir; ama yetişmiş insan inşa edilir. Ve gerçek güç, o insanın bilgiyle, sorumlulukla ve aidiyetle hareket edebilmesinde saklıdır.