Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz hafta Hollanda Gıda Güvenliği Bakanlığı 11 farklı Coca-Cola ürününde yüksek oranda klorat tespit edildiğini açıkladı. Bunun akabinde ise acil olarak toplatma kararı çıkarttı.
Belçika Federal Gıda Zinciri Güvenliği Ajansı’da (FASFC), Coca-Cola Europacific Partners Belçika'nın ürettiği çeşitli ürünleri aşırı klorat seviyeleri nedeniyle toplatma kararı aldığını açıkladı.
Peki bu "klorat" denilen madde nedir ve nasıl oluşur? İnsan sağlığı için ne gibi zararları vardır?
Klorat, klor bazlı dezenfektanların su arıtma ve gıda işlemede kullanılması sonucu ortaya çıkıyor.
Kloratlar, genel olarak klorik asidin tuzu olarak biliniyor. Klorat molekülleri organik bileşikleri kolayca oksitleyeceğinden dolayı kimyasal olarak zararlı bir madde. Geçmişte birçok patlayıcı ve havai fişekte kullanılmış.
Zararları o kadar fazla ki!..
Kanda oksijen eksikliğine sebep oluyor. Böbrek ve karaciğerde tamiri zor hasara yol açabiliyor. Solunum yollarını tahriş edebiliyor. Zehirlenmeye sebep oluyor hatta aşırı dozda maruz kalındığı takdirde ölümlü vakalara kadar etkili olabiliyor.
Yani özetle çok ama çok tehlikeli bir etken maddedir. İşte bu sebepledir ki Avrupa'daki denetim kurumları "söz konusu ürünlerin kesinlikle tüketilmemesi" konusunda tüketicileri uyarıyor.
Tedbir olarak bu ürünlerin çeşitli türlerinin de geri çağrıldığı ifade ediliyor.
Evet!
Müesses nizamın müseccel markası Coca-Cola'nın 11 farklı ürününde toplatma kararı ne anlama geliyor?
Şimdi olay tüm Avrupa'ya sıçramış vaziyette. Belçika ve İngiltere'nin de içinde olduğu 9 ülkeye yayılan markanın ürünleri geri toplatıldı.
Bu arada, geri toplatma operasyonunu firma bizzat kendisi yapıyor. Bu durum, markanın Türkiye başta olmak üzere diğer ülkelerde ısrarla sürdürdüğü “sağlıklı sofralar” algısına katkı sağlayacak bir hamle olarak yorumlanabilir.
Ürün gerçekten sofralara sağlık ve lezzet katıyor mu? Orası tartışılır!.. En basit itiraz şekli, içerdiği şeker oranları. Bu konu bile itiraz için yeter de artar bile!
Peki böyle bir durum karşısında markayı ne gibi yaptırımlar bekliyor?
Şu an için bir yaptırım söz konusu değil ancak olası bir zehirlenme, benzeri sağlık sorunları veya ölüm vakası olursa iş başka boyutlara taşınır.
Benzer bir toplatma kararı da Lays markası tarafında yapıldı.
Yine geçtiğimiz hafta içerisinde Amerika İlaç ve Gıda Dairesi harekete geçiyor ve iki eyalette ürün muhteviyatındaki bir bileşenden dolayı markanın ürünlerini toplatıyor.
GDO'nun dünyaya yayıldığı merkez olarak bilinen ABD'de böyle bir hassasiyetin gösterilmesi manidar.
Her iki marka da Gazze soykırımından sonra başlatılan boykot eylemlerine karşı yerliliğe atıfta bulunan reklamlarla ayakta durmaya çalıştı.
Şimdi insanlar şunu merak ediyor…
Marka yabancı, kültür yabancı, patron yabancı, içerik yabancı.. Yerli olan ne?
Her gün güvenli gıdadan uzaklaştıran işlenmiş yiyecek ve içecekler bizden çok şey alıp götürüyor.
Yerliliğimizi de!..
E o zaman “Bu nasıl yerlilik?” diye sormak bizim de hakkımız olsa gerek!
Yıllardır Avrupa için söylenen bir söz vardır.
“Avrupa'da sistem var, insan yok.” denir. Bu sistem hemen her şeyi hallediyor, kontrolü sağlıyor.
Türkiye'de ise sistem yok ama insan vardı!
Vardı diyorum, artık insan kaynağımız da manevi erozyona bağlı olarak tükenmeye yüz tuttu.
Avrupa’nın “insanımız üzerine yaptığı yoğun çalışmalar” sonuç verdi ve insani tarafımız gittikçe zayıfladı. Yiyip içtiklerimiz bizi dönüştürdü!...
Bir an önce bu konuda imar ve ihya çalışmaları yapılmalı, insani tarafımızı tekrar hayata döndürmeliyiz. Ki dünya için umut olmaya devam edebilelim. Bunun için önce ne olduğu belli olmayan yiyecek ve içeceklerden uzak durmalıyız.
Bazı iddialara göre de Avrupa'daki sistemin bozulmaya yüz tutması gurbetçilerimizin yaptığı çalışmalara (!) bağlanıyor. Böyle bir durum da ihtimal dâhilinde.
Toparlayacak olursak...
Böyle bir toplatmanın Türkiye’de olduğunu hayal etmek…
Şimdilik ifşa sürecindeyiz. Umarım bir gün kararlı bir duruş sergiler ve halk sağlığını önceleyerek benzer uygulamaları güzel ülkemizde de görme fırsatını yakalarız!