Türkiye, yıllar sonra çok önemli bir kuruma kavuştu. Gelecek nesillerin sağlıklı büyüyebilmesi adına stratejik bir adım atıldı.

Sağlık Bakanlığı'nın uygulama sorumluluğunda kurulan Ulusal Beslenme Konseyi yönetmeliği yürürlükte.

Ulusal Beslenme Konseyi’nin yapacağı doğru çalışmalar Türkiye’nin geleceğini kurtaracaktır.

Dokuz bakanlık, yedi sivil toplum kuruluşu, YÖK ve RTÜK temsilcilerinin yer aldığı konsey, 2019 yılının başında kurulmuş ve ilk toplantısını aynı yıl içerisinde gerçekleştirmişti.

Bugüne kadar gerçekleştirilen dört olağan toplantıyla gıda, sağlık ve beslenme sorunları masaya yatırıldı. Son toplantı ise 2023 yılının son ayında gerçekleştirildi.

Konseyin son toplantısında konuşan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın tespit ve açıklamaları gündeme damgasını vuracak cinsten.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın, “Türkiye'de her üç erişkinden biri obez, birisi de fazla kiloludur.” tespiti çok önemli.

Koca'nın tespit ve uyarıları bununla da sınırlı değil.

Bakan Koca, diyabet, hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıkların pek çoğunun beslenme ile önemli bağı olduğunu anlatıyor.

Aşırı kalorili beslenme sonucu gelişen 'obezite'nin pek çok hastalığa sebep olduğunu, yine Koca'nın açıklamalarından duymak önemli.

Zira bir "kafa karıştırma" saçmalığıdır, gidiyor.

Kendi insanımızın kurtuluşu için çırpınan insanları, "kafa karışıklığı oluşturmakla" suçlama hastalığından da kurtulsak daha güzel olacak!

Neyse...

“Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı”nı yürüttüklerini dile getiren Koca, bu kapsamda okul kantinlerinde sağlığa faydası şüpheli gıdaların satışının yasaklanması, beslenme dostu okulların oluşturulması, gıdalara “okul gıdası” logosunun konulması, çocuklara yönelik program aralarında bu tür gıdanın reklamının yasaklanması, genç yaşlarda sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılmasına yönelik çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

Bunlar uzun zamandır duymak istediğimiz ancak bir türlü duyamadığımız müjde niteliğinde başlıklar.

Hazır gıdalarda tuz oranının azaltılması, lokanta ve pastanelerde satılan gıdalardaki tuz ve şeker oranının azaltılmasına yönelik toplumun tamamına yaygınlaşacak tedbirler, gelecek adına bizi umutlandırıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarından, Türkiye’nin ‘Beslenme Haritası’nın çıkarıldığını, araştırma aşamasının bittiğini, raporlama aşamasında da sona gelindiğini öğreniyoruz.

Bu araştırmada ısrarcı olunmalı; şeffaf bir şekilde, sürdürülebilir yapıya kavuşturarak Türkiye'nin geleceği kurtarılmalı.

Türkiye’nin Beslenme Haritası’nın çok büyük çaplı bir bilimsel araştırma olduğunu vurgulayan Koca, kadınlarda obezite oranlarının daha yüksek olduğuna dikkati çekiyor.

Türkiye Beslenme Haritası’ndan çıkan sonuçlar hem ilginç hem de şaşırtıcı.

Düşünsenize...

Bu ülkede her dört kişiden biri, yemeğin tadına bakmadan tuz ekliyor!

Şeker ve şekerli mamul tüketimi tehlike sınırlarını çoktan geçti!

Türkiye'de hâlâ en çok tüketilen ekmek çeşidi yüzde 72,1 ile beyaz ekmek. Tam tahıllı ekmek, çavdar ekmeği, kepekli ekmek gibi daha sağlıklı çeşitler ise yüzde 15’te kalmış.

Bu durumu tetikleyen unsur sadece bilinçsizlik değil. Ekonomik yetersizliğin de burada en önemli etken olduğunu unutmamak gerekiyor.

Bakan Koca, konseyin gerektiğinde sağlıklı beslenme, yiyecek ve içecekler ile ilgili konularda bilimsel komisyonlar kurabileceğini ifade ediyor.

Kaldı ki Ekmek Bilim Komisyonu, Yağ Bilim Komisyonu, Kurubaklagil Bilim Komisyonu vb. bilimsel komisyonlar; bu çatı oluşumu daha anlamlı hâle getirecektir.

Ulusal Beslenme Konseyi’nin kapısı, Türkiye’nin sağlıklı beslenme yolculuğuna katkı verebilecek her kişi ve kuruma açık olmalı…

Konsey ile tüketicilerin sağlıklı gıdaya erişme hakkının kolaylaştırılması, yanıltıcı açıklamalar ve aldatıcı reklam ve haberlerin engellenmesi, beslenme konusundaki bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması, sağlıklı beslenme davranışlarının geliştirilmesi için politika ve strateji geliştirilmesi, tartışmalı konuların açığa kavuşturulması, beslenme okuryazarlığının artırılması, sağlıklı beslenme kültürünün ülke genelinde yaygınlaştırılması, gıda güvenliği ve kronik hastalıklarla mücadele kapsamında politikalar geliştirilmesi hedefleniyor.