Türkistan geçtiğimiz yüzyılın başında iki sömürgeci gücün arasında taksim edildi. Batıda kalan kısmı, Özbek, Kırgız, Türkmen, Kazak gibi devletlere bölünüp Sovyetlerin işgaline uğrarken, doğuda kalan kısmı ise Sincan diye adlandırılıp Çin’in boyunduruğuna terk edildi. Yani Müslümanlar’ın ve daha da özelde, Türkistan’dan gelerek Anadolu’yu fethetmiş Türklerin evlatları olan bizlerin Doğusuyla Batısıyla bir Türkistan sorunu var.

Uygur Türkleri, Komünist Çin yönetimi tarafından “kendi belirledikleri insan tipi”ne uymadıkları için toplama kamplarında hizaya getirilmeye çalışılıyor. Namus, edep, utanma duygusu gibi İslam ahlakının gerektirdiği umdelerden ve Türk milli kimliğinden arındırılıncaya kadar da bu kamplarda tutuluyorlar. Sözlüklerde asimilasyonun karşılığı olarak Doğu Türkistan yazılsa yeridir.

Peki, bu zulmün ortadan kalkması için ne yapmalı? Uygurlar cihada başlayabilir. İnternette Çin polisine karşı eylem düzenleyen Uygur savaşçılarının yeteri kadar videosu var. ABD medyası uzun süredir, Türkistanlı kardeşlerimizin dertlerini dünyaya duyurmak için canhıraş bir gayret içinde. Yani Uygurlar cihada başlasa, Batı kamuoyunda yeteri kadar bir duyarlılık oluşmuş durumda.

Neticede, Uygurların düşmanı aynı zamanda ABD’nin de pastadaki payına üşüşen Çin yönetimi değil mi? Afganistan, Irak ve Suriye’yi yerle bir eden Batılıların Türkistan’a bu kadar merhametle yaklaşmalarını “komplo teorileriyle izaha lüzum yok.” Her şey ayan beyan ortada. Batı için dökülecek Müslüman kanının bir ehemmiyeti hiçbir zaman olmadı. Çin’i biraz uğraştırsın yeter. Sonra gerekirse “terörle mücadele konsepti” ilan eder, Çin’in bitiremediği ne kaldıysa, destek adına gelir tüm Doğu Türkistan dümdüz oluncaya kadar halı bombardımanı yapabilirler. Hiç yapmadıkları şey değil, Mezar-ı Şerif’ten, Felluce’ye kadar tecrübe sahibiler.

Bizim medyamıza ve STK’lardaki havaya bakılırsa, Uygurlar bir an evvel silaha sarılıp, Çin’e karşı savaş açmalı. Bu kadar namusların peymal olduğu bir yerde, ABD’nin acılarımızı kullanmaya çalışmasından bahsetmek onlara göre ihanetle eşdeğer.

“Burada bir oyun var” derseniz, bir anda ya Çin ajanı oluyorsunuz, yada Perinçek gibi Maocu Çin’in menfaatleri için çalışan biri.

“Libya’nın, Suriye’nin, Irak’ın hali ortada. İtidal ve ferasetle hareket etmezsek sadece başkalarının savaşının piyonu oluruz. Acıyı bizim halkımız çeker, sefasını ise sömürgeciler sürer” diyenler bazı İslamcı ve Türkçü çevreler tarafından neredeyse vatan haini ilan edilecekler.

Özbekler Kerimov yönetimine karşı ayaklandı. On binlerce insan savaşta öldü. Afganistan’dan Suriye’ye kadar Özbek öfkesi coğrafyayı sarstı. Bağımsızlık ve İslami yönetim için ayağa kalkanlar sonunda DEAŞ’ın tüm pis işlerini yapan canavarlara dönüştüler.

Batı, Uygurları adım adım savaşa hazırlıyor. ABD’nin uzaktan idare edeceği bir savaş için canını verecek binlerce savaşçı bulmak zor değil. Suriye’de, Afganistan’da, Fergana’da on binlerce Uygur, parayı ve silahı kimin vereceğine bakmaksızın; Türkistan için ölüme hazır.

Siz bu oyunun içinde bir piyon olmaya hazır mısınız?

Doğu Türkistan’ın çığlığına ses verdiğini sananlar, siz hiç muhacir bir Uygur yetimin derdini işittiniz mi? Derman olmak için bir şey yaptınız mı? Oysaki yanı başınızdalar. Türkistan için bir şeyler mi yapmak istiyorsunuz, önce ülkemizdeki binlerce Uygur çocuğa merhamet kollarınızı açın. Açın ki, kardeşleriniz, yavrularınız iplerini Batılıların tuttuğu terör örgütlerinin piyonu olmasınlar. Doğusuyla, batısıyla büyük Türkistan’ın şerefli neferleri olsunlar. Türkistan yine tarihteki gibi ilmin ve adaletin merkezi olsun.