Aslına bakılırsa çok çok önceden kaleme almayı düşündüğüm bir yazıydı bu. Yalnız, son yaşamış olduğum bir olay ve gelen mesajlar üzerine geç bile kaldığımı görüyorum. “Şimdiki gençlikten adam olmaz ki, bizim zamanımızda gençlik…” sözleriyle başlayıp, “Umudumuz sizlerde, sizleri gördükçe…” diyerek sona erdiren bir yetişkinler ordusuna sahip ve henüz yirmili yaşlarda olanların bile “eskiden böyle değildi’’ diyebildiği memleketimizde, yaşanan muazzam değişimlerin hızına yetişemeyip olan biteni kavramakta zorlandığımızda, yaşanan bu değişimlerin en çok etkilediği kitle olan gençliği çok iyi anlamak gerekir. Müslüman mütedeyyinler arasında memleket gençliği/ahvali analizi olarak ağırlıklı şu meseleleri tespit ettim:
– Mütedeyyin genç nesil bir türlü kendilerine ait bir misyonun parçası olamamaktalar.
– Kendilerine “büyükleri’’ tarafından çizilen kalıpların ve çokça da içinde bulundukları siyasal ortamın sonucu olarak daha ziyade; yarım kalmış, çeşitli ‘’aksaklıklar’’ yüzünden tamamlanamamış bir projenin “yılmaz bekçileri’’ pozisyonunun ötesine geçememekteler.
– “Yüzleri içeriye dönük’’ bir noktaya sürüklenmektedirler.
– Saçma sapan ego ve isteklerin kurbanı olmaktan…
– Düzenin dikenli telle çevrilmiş alanlarına girmemeyi taahhüt edip, bu biadlarının karşılığında birilerinin adamı olabilecekleri veyahut bir çalışma alanına getirilebileceklerinden…
Gençlik tüm bu sorunlarının entrika dolu bir vodvil olduğunu hissettiğinden; enerjisini, hayallerini, umutlarını ve üreticiliğini çeşitli ütopyalara yöneltmeye başladılar. Mütedeyyin kesime mensup bir hocamın da dediği gibi; “Aşağılık kompleksine sahip olan bu Müslüman mütedeyyinler arasında ciddiye alınman için ya gavur olacaksın ya da gavurların ilgi gösterdikleri birisi olacaksın“. Çalışan, üreten ve liyakatli gençliğe sahip çıkmak gerekir. Zor yetişiyor bu gençler..
Mustafa Kutlu’ya kulak vererek yazımı sonlandırmak istiyorum; “Adamı olmak’’ ikilisinin “Adamı” kelimesinin sonundaki “ı’’ harfi olmasaydı, bütün iş hallolmuştu. Bütün iş bütün sır bu ‘’ı’’ harfini kaldırabilmekte.