Uzunca ve memleketin her insanını zihnen yoran bir zamanı bitirdik. Şükür, kazanması gerekenler kazandı. Ama gerçekten yorucu ve çokça da zihnimizi işgal eden bir zamandı bu.

Herkesin siyasi bir düşüncesi, bir fikri, bir duruşu vardır ve olmalıdır bence de. Ama şimdiye kadar gördüğüm her süreçten daha fazla ve neredeyse herkesin siyasetin içinde olduğunu gördüm ben bu kez. En küçük yaştakinden başlayarak ve her kesimden insanın gündemi uzunca bir zamandır seçim ve siyasetti. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum. Elbette bunu da tartacak, tartışacak, konuşacak kişiler vardır. Ve bence konuşulmalıdır da.

Açıkçası siyaseti siyasetçilerin işi diye görenlerdenim ben. Ve çok da o konularda ahkâm kesmeyi istemem. Zira bilmediğim bir denizde yüzemem ki ben. Ama bir fikrim var ve bunu da sesimin en gür haliyle haykırmaktan geri duramam.

Neyse, bunlar artık oldu ve bitti. Elhamdülillah Allah aramızda duası kabul olanların duası hürmetine yüzümüzü eğdirmedi.

Şimdi yeniden “bismillah” deyip başlanacak şeyler var. Bence ve hızlıca her yere kadar sirayet etmiş ve ben dâhil bilgisi olsun ya da olmasın herkesin bir şeyler konuştuğu bu siyaset gündeminden çıkmak zorundayız. Her birimiz memlekete olan sevdamızı yaptığımız iş her ne ise tam da onu en iyi şekliyle yaparak bütün gayretimizi oraya çevirmeli ve bence memlekete hizmetimizi böyle yapmalıyız.

Ben yoruldum, vallahi yoruldum. Ve eminim ki herkeste de benzer bir durum var.

“Bundan sonra yapılacak nedir?” sorusuna cevap verecek çok fazla yetişmiş insanı var bu memleketin, biliyorum ve artık onların meydana çıkma zamanının geldiğini ve hatta geçtiğini düşünüyorum ben. Siyasi, teknolojik ve fiziki pek çok alanda yıllardır büyük ilerlemeler kaydedildiğini görmeyen ya kördür ya da nankördür. Ama artık bunlardan başka bir şeyler de yapmak zorundayız.

Sözde ve öylesine değil gerçek ve ciddi kültürel çalışmalar lazım bizlere. Özellikle kendi medeniyet kimliğimizi anlatacak, yaşatacak atılımlara mecburuz. Devletler yıkılır ama medeniyetler yıkılmaz. Bugün halen daha içimizde hissettiğimiz Osmanlı Devleti’nden ziyade Osmanlı Medeniyeti’dir.

Gençler üzerine onca söz söyleyip onlarca kara propaganda yapan bilumum tipler olduğunu gözlerimizle görüyoruz. Lütfen ve rica ediyorum gençlerin derdinin ne olduğunu ve onları dert etmemenin de bir dert olduğunu fark edin. Bence gençliğin en büyük derdi anlaşılamamak; dinleyin ve anlayın onları. Zira bizler dinlemezsek dertlerini başkalarına anlatacaklar ve sonra yine hayıflanıp duracağız.

Asırlarını dünyaya ahlak ve medeniyetiyle örnek olarak geçirmiş bir milletiz biz. İnsanlığı dünyaya öğretmişiz. Ama şimdi bu hasletimize her bir koldan saldırıyorlar. İşte tam bu saldırılarla ahlakımızı çökertmek ve bizi bitirmek istiyorlar. Dünyanın her yerinde var olan bu ahlaki çöküntüye dur demek için bir şeyler yapmaya mecburuz.

Aile, bizim temel direğimiz. “Kadın düşerse cihan düşer” diyor Hoca Ahmed Yesevi. Anne, kadın ve aile konusunda yarın değil, bugün bile değil hemen şimdi bir şeyler yapmak zorundayız artık.

Dahası var mı elbette var ama yerim dar. Onlar başka bir yazıya artık.