İnsan bildiği, farkında olduğu bir hakikati kendinden gizleyebilir mi?

Olur mu öyle saçmalık?

Ama oluyor. İşin içinde kalleşlik olunca, dibine kadar oluyor. Başka türlüsü zor.

Onlara bakarsan, Türkiye 100 yıllık, yeni yetme, köksüz bir devlet.

Aslı ne peki?

Dili varmıyor birilerinin bunu söylemeye.

‘Osmanlı İmparatorluğu’ diyemiyorlar.

Kiminin dili ‘Osmanlı’ demeğe varmıyor da, ‘Selçuklu’ diyor.

Doğrusu, ‘Selçuklu İmparatorluğu’.

Bu coğrafyada 1000 yıllık devlet tecrübesi.

İslâm Medeniyeti’nin iki imparatorluğu.

Birini tarih ‘Cihan İmparatorluğu’ olarak kayda düşmüş.

Ret ve inkârı mümkün olmayan bir hakikat.

Tarihinden, geçmişinden ve ecdâdından utananları ben bu coğrafyada gördüm.

Haspaların derdi, Osmanlı’nın bir ‘Türk’ ve ‘İslâm devleti’ olmaklığıyla alakalı.

Karın ağrıları Türklükle, o değilse İslâmlıkla ya da her ikisiyle.

Ya aslını inkâr eden haramzâdeler bunlar, ya kefere dölleri.

Yahut, Kemalist rejimin tezgâhlarında beyni yıkanmış zavallı Mankurtlar.

‘Osmanlı’ kelimesini duyunca alerjileri kabarıyor.

Geçti o devirler beyler, sakin olun.

Sadece o devirler geçmedi.

Ruhunuzu teslim ettiğiniz arkaik Cumhuriyet devri de çoktan geçti.

Artık yeni bir Türkiye var.

13 yılda, 80 yılda alamadığınız mesafeleri hızla almış, Osmanlı romantizmi yaşayanların bile aklını şaşkın kılacak bir gelişme yaşamış yeni bir Türkiye.

Teknolojisini kendi üreten, uçağını, silâhını, kendi üreten, ürettiği teknolojinin yazılımlarını kendisi yapan, stratejisini ve rotasını kendi belirleyen yeni bir Türkiye.

Kenar mahallelerini bile modern şehirlere dönüştürmüş, mega kentlerin mega problemleriyle baş etmiş, memleketin her vilâyetinde bir üniversite tesis etmiş, uluslararası arenalarda, karşılarında el pençe divan durduğunuz küresel patronlara, kendisini devletten üstün gören ülkenin kanını emen yerli baronlara meydan okuyan yeni bir Türkiye.

Kanınıza dokunacak biliyorum, her fırsatta aşağıladığınız, irticacı, gerici, dinci, bidon kafa, karnını kaşıyan, muhafazakâr deyip aşağıladığınız, çocuklarını iknâ odalarında, üniversite kapılarında zırıl zırıl ağlattığınız, kibirle reylerini kendi reylerinizle eşit görmediğiniz Müslümanların iktidarında gelişmiş ve sizlere rağmen güçlenmiş yeni bir Türkiye.

Mertçe kabul etmek yerine, kazanımlarını namertçe görmezden gelip, üstünü örtemeyeceğiniz yeni bir Türkiye.

Asla sahibi olamayacağınız bir iradeyle, sizleri bunalıma sokan, zıvanadan çıkaran, adamlığınıza, yaşınıza başınıza yakışmayan bir histeriyle gözünüzü karartıp, durdurmaya, başarısız kılmaya yönelik bütün hainliklerinize rağmen, dimdik ayakta ve yoluna devam etmesine engel olamayacağınız yeni bir Türkiye.

Hainlerin inlerine kadar giren, uykudayken enselerine kahpece kurşun sıkılarak şehit edilen evlâtlarının hesabını misliyle soran, güvendikleri dağları başlarına yıkan, diz çökmeyen, diz çökerten, yeryüzünün her yerindeki mazlumların yardımına koşmaktan geri durmayan, milyonlarca mazlum ve mustazafı merhametle kucaklayan yeni bir Türkiye

Kürsülerden, sesi titremeden, samimiyet ve bilinçle Nizam-ı Alem, İlay-ı Kelimetullah davasının adamları olduğunu gümbür gümbür söyleyen bir Başbakan, Cumhurbaşkanı çıkarmış millî iradenin taş gibi yerinde olduğu yeni bir Türkiye.

Durduramayacaksınız!

Bölemeyeceksiniz!

Yıkamayacaksınız!

Yok edemeyeceksiniz!

Sakin olun, kabul edin, alışın ve hesaplarınızı artık bu hakikate göre yapın.

“Üzülmeyin, gevşemeyin. İnanıyorsanız mutlaka üstünsünüz.” (Âl-i İmran, 139)