Çok değil bundan bir yıl önce pek severlerdi Birleşik Arap Emirlikleri liderlerini.

Kimsenin ismini bilmezlerdi ama sevgilerinde sınır yoktu.

Geçen gün bir de baktık ki, meğerse hiç sevmezlermiş anılan zevatı.

Neden, ne değişti de nefret eder oldular dersiniz?

Neden olacak bir yıl önce Türkiye’ye aleni düşmanlığını gizlemeyen BAE liderleri, Türkiye’ye ve Erdoğan’a doğru yanaşıp iyi niyet beyanında bulundular.

 *

Herkes bilir, uluslararası ilişkilerde ebedi dostluklar ve ebedi düşmanlıklar olmaz.

Konjonktüre göre birçok şey değişiklik gösterebilir elbette.

Nitekim bu da onlardan birisiydi ve BAE’nin uzattığı ele Türkiye kayıtsız kalamazdı, kalmadı da…

Yazının başında öznesini gizlediğim taife meğerse meselenin bu tarafına bakıyormuş

Eğer birileri Tayyip Erdoğan’a düşman ise kim olduğuna bakılmaksızın ona sevgi ve sempati besliyorlar!

Bu tartışmasız böyle!

Evet, sonuçta Türkiye’ye düşmanlığa varacak bir noktaya ulaşıyor bu marazi psikoloji ama kesinlikle en küçük bir sapma göstermeden bu minvalde tecelli ediyor, anılan kesimin sevgi ya da düşmanlık hisleri.

İşin vahim tarafı, konunun Türkiye düşmanlığına dayanıyor olması da umurlarında değil.

Yani anlayacağınız Erdoğan’a düşmanlık etmek için Türkiye düşmanlığı gerekiyorsa, gözlerini bile kırpmıyorlar.

 *

Bu sadece bugün için geçerli olan bir husus değil elbet.

Hatırlayın, Türkiye bir dönem Rusya ile sıkıntılı bir süreç yaşadı.

Hani şu “uçak vurulması” hadisesi…

Öncesinde Erdoğan ile iyi ilişkiler içerisinde olduğundan ötürü Putin’e demediklerini bırakmıyorlardı.

Bu hadise akabinde resmen; “vur Putin vur!” kıvamına geldiler.

 *

Suriye’de mesela.

Türkiye ile Suriye arasında su sızmazken amansız bir Suriye düşmanı idiler.

Ne zamanki ilişkiler bozuldu, hepsi tam tekmil Suriye’ye koşup Esed’in arkasında hizalandılar. Hem de öyle böyle değil, Türkiye aleyhinde en ağıza alınmayacak argümanlar serdederek… Düşman olsa öyle konuşmaya utanırdı…

 *

Bunlardan en traji komik olanı şüphesiz ki, İran’la yaşananlar idi.

Hatırlarsınız geçmişte en küçük bir “laiklik” konulu hadise cereyan ettiğinde; “Mollalar İran’a!” diye slogan atarlardı.

Ne zaman ki, Türkiye-İran ilişkileri Suriye gerekçeli limoni bir mahiyet kazandı, sardı bunları bir İran muhabbet ki, sözle anlatılır türden değil…

 *

Yılların tescilli komünistleri bile sırf bu düşmanlık nedeniyle “Kahrolsun Amerika!” söylemlerini bir çırpıda yutup alenen Amerikan savunucusu olmadılar mı?

 *

Mısır’a dair, Suudi Arabistan’a dair benzer şeyleri tekrar etmeme bilmem gerek var mı?

 *

Bunun bir de tersi olan bir örneği zikretmeye ne dersiniz?

Öteden beri sıcak ve samimi ilişkilerin devam ettiği Katar’la ilgili küçük bir hatırlatma bile yetecektir sanırım.

Bahsini ettiğimiz kitlenin amansız ve acımasız bir Katar düşmanı olduğunu söylememize gerek dahi yok değil mi?

Bu yüzden tonlarca yalan ve iftira atmaktan çekinmemiştiler hatırlarsanız.

 *

İşte böyle maalesef…

Sonuç Türkiye düşmanlığına dayanıyor olsa bile asla bu hastalıklı tutumdan vazgeçmiyorlar ve biz boşuna bunlara “Joe Biden’ın askerleri” demiyoruz.