Hindistan Başbakanı Narendra Modi, hafta başında Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) resmi ziyarette bulundu ve BAE yönetimi, Modi’ye jest yaparak başkent Abu Dhabi’de bir Hindu tapınağı inşa edilmesi için arazi tahsis etti.

“Iyâl Zayed”in (Zayed’in oğullarının) “hoşgörü simgesi” olarak sundukları bu adım, Müslüman âlimler tarafından tepkiyle karşılandı.

Abu Dhabi rejiminin sürekli avukatlığını yapan, her fırsatta Müslüman Kardeşler’e saldıran ve bu nedenle vatandaşlıkla ödüllendilen Şeyh Zayed Camii İmamı Ürdünlü Vesim Yusuf dahi Hindu tapınağı için arazi tahsisinin caiz olmadığını söyledi.

Arap sokağı “Iyâl Zayed”in Hindu tapınağı adımını tartışırken Salı günü gündeme BAE’den bir başka haber daha düştü.

BAE güvenlik güçleri, ekonomi uzmanı ve hukukçu Nasır Bin Ğays’ı (Nasser bin Ghaith) evine baskın düzenleyerek gözaltına almış ve evinde arama yapmıştı.

Abu Dhabi’deki Paris Sorbonne Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Nasır Bin Ğays’ın gözaltına alınma nedeni ve nerede tutulduğu bilinmiyor.

Fakat BAE’li akademisyenin Twitter hesabında (@N_BinGhaith) yazdıklarına bakınca gözaltına alınmasına şaşırmamak gerek.

BAE rejimi için Nasır Bin Ğays’ın Mısır darbesini ve Rabia’da yapılan katliamı eleştirmesi ünlü akademisyenin gözaltına alınması için yeter de artar bile.

“Iyâl Zayed”in Yahudi, Hristiyan ve hatta ineğe tapana bile saygı ve hoşgörüsü var; fakat Müslümanlardan gelecek en ufak eleştiriye tahammülü yok.

Ne kadar değerli bir insan ve bilim adamı olursa olsun, Abu Dhabi’nin Müslüman Kardeşler’e ve “Siyasal İslam”a, Arap Baharı’na ve halkların özgürlük talebine karşı verdiği savaşa dolaylı da olsa laf edeni bekleyen akibet gözaltı ve işkence.

Twitter’da yazdıklarını uzun süredir takip ettiğim Nasır Bin Ğays, değerli bir bilim adamı olmasının yanında ahlâk ve insaniyet timsali bir isim.

Türkiye’yi seven ve yakından takip eden değerli bir Arap entelektüel.

Dubai’de yayımlanan “El İmarât El Yevm” gazetesi, 7 Mayıs 2010 tarihli sayısında BAE’li akademisyeni okuyucularına tanıtarak, 2008’de tüm dünyayı etkileyen global ekonomik krizi ilk tahmin edenlerden biri olduğunu söylüyor.

Nasır Bin Ğays, ilk kez Nisan 2011’de Arap rejimlerinin Arap Baharı’na yaklaşımını eleştiren makalesi dolayısıyla gözaltına alındı ve 3 yıl hapse mahkum edildi.

Aynı yıl Kasım ayında afla serbest bırakıldı.

Cezaevinden çıktıktan sonra da görüşlerini açıkça dile getirmekten çekinmedi.

Rabia Katliamı’nın yıl dönümünde Twitter’da şunları yazmıştı:

“Eline masum kanı bulaşan Arap tağutlardan her biri bilsin ki, kan zaman aşımına uğramaz.”

“Rabia, bir yandan direnişin ve hakta sebat etmenin simgesi, diğer yandan da utancın ve batılın arkasına gizlenmenin simgesi olarak kalacak.”

Mısır’da darbe karşıtı göstericiler dağıtılırken yakılan caminin fotoğrafını paylaşarak, “Böyle bir günde çağın Moğolları tarafından secde eden insanlar öldürüldü, camiler yakıldı” notunu düşmüştü.

17 Ağustos’taki bir twitinde de Duma’da Baas rejiminin saldırısına uğrayan ve yaralanan Suriyelilerin fotoğrafını paylaşmış ve şöyle demişti:

“Burası Duma. Yaralı yaralıya sağlık hizmeti veriyor, ölü ölüyü defnediyor, yetimler yetimleri doğuruyor. Onları kendi hallerine bırakanlara yazıklar olsun!”

Nasır Bin Ğays’ın gözaltına alınması, BAE rejiminin taktığı hoşgörü maskesini düşürdü ve çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi.