Arap Baharı’na savaş açan ülkelerden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suriye devriminin başından itibaren rejimi koruyup kollamak için büyük çaba sarf etti.

Devrim rüzgârının en güçlü estiği günlerde bile BAE’li yetkililer bir yandan rejim aleyhinde açıklamalar yaparlarken diğer yandan Beşşar el-Esed’in ailesine kucak açıyorlardı.

Abu Dhabi, Suriyeli muhaliflerin bölünüp parçalanmaları ve devrimin içeriden zayıflatılması operasyonunda önemli rol oynadı.

2011 yılında kapatmak zorunda kaldığı Şam Büyükelçiliği’ni 2018’de yeniden açan BAE’nin Moskova’nın arabuluculuğuyla Ankara ve Şam arasında gerçekleştirilecek görüşmelere ve normalleşme sürecine dâhil olmaya çalıştığı görülüyor.

Üçlü görüşmelerin BAE’nin de katılımıyla dörtlüye dönüşeceği ve hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beşşar el-Esed ile Abu Dhabi’de bir araya geleceği konuşuluyor.

Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sâni’nin Erdoğan ve Abdülfettah es-Sisi’nin Doha’da ayaküstü görüşerek el sıkışmalarına aracılık etmesinin ardından BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed de Erdoğan ve Beşşar el-Esed’i ülkesinde bir araya getirme arzusuna kapılmış olabilir.

Körfez’de Katar ve BAE arasında bu türden bir rekabet var.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçenlerde BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Abdullah bin Zayed en-Nahyan’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, görüşmede Afganistan’daki son gelişmelerin ve İsrailli bir bakanın Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskının ele alındığı ifade edildi.

BAE Dışişleri Bakanı’nın aynı gün Şam’da Beşşar el-Esed tarafından kabulü Çavuşoğlu’nun BAE’li mevkidaşıyla görüşmesinde Suriye rejimiyle normalleşmeye ilişkin konuların da konuşulduğu yorumlarına sebep oldu.

Suriye rejiminin eski Ankara Büyükelçisi Nidal Kaplan, önceki gün katıldığı bir televizyon programında Mevlüt Çavuşoğlu, Sergey Lavrov ve Faysal el-Mikdad’ın bir hafta içinde Abu Dhabi’de görüşeceklerini öne sürdü.

Fakat - Kaplan’ın iddiasının aksine - üç dışişleri bakanının görüşmesinin Çavuşoğlu’nun Afrika turunun ya da Washington ziyaretinin ardından yine Moskova’da gerçekleşmesi ihtimali daha güçlü.

Suudi Arabistan Eş-Şark el-Evsat gazetesi, Moskova’da yapılması beklenen görüşmenin BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed en-Nahyan’ın da katılımıyla üçlüden dörtlüye dönebileceğini yazdı.

BAE, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Moskova’da Rusya ve Suriye rejimi savunma bakanlarıyla görüşmesiyle hızlanan normalleşme sürecinde “rol kapma” arayışında.

Rusya’nın baskısına karşı Beşşar el-Esed’in de Suriye rejimi lehine olacak böyle bir rolü onaylayacağı kesin.

Türkiye’nin normalleşmeden beklediği sonuçların elde edilmesine hizmet ettiği sürece elbette her ülkenin katkısı kabul edilebilir.

Bununla birlikte, üçlü mekanizmanın dörtlüye, beşliye dönüşmesi Türkiye’nin lehine değil ve sürecin sulanmasına, yılan hikâyesine dönmesine yol açar.

“Suriye muhalefetini genişletme” bahanesiyle Abu Dhabi’nin geçmişte böyle bir operasyona imza attığı unutulmamalı.

BAE’nin “Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü” desteklediğini açıklarken gerçekte Türk askerinin Suriye’deki varlığından duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğini anlamak zor olmasa gerek.