26 Aralık’ta haber ajanslarına düşen bir gelişme. Ankara metrosunda Halkevleri’ne üye oldukları söylenen bir grubun kendilerini polise ihbar eden bir vatandaşla yaşadığı tartışma esnasında kullandıkları ifadeler yukarıdaki yazımızın giriş cümlesinde yer alıyor. Nüfusunun %90’ından fazlasının Müslüman olduğu bir ülkede bir grup eylemcinin kullandığı bu ifadeler provokatörlükten öte ne ile açıklanabilir izahı zor bir durum.

Bu yaşanan olaydan yaklaşık yirmi gün önce Anadolu Gençlik Derneği’nin ‘Efendimizin izinde Siyer-İ Nebi yarışması’ yazılı afişlerinin yine Ankara’da halk otobüsü içerisinde terör propagandası yapılıyor bahanesi ile yırtılması ülkenin değerleri üzerinden birilerinin milletin birliğini kaşımaya çalıştığının göstergesi niteliğinde.

Ana muhalefet partisinin düşüncelerine yakınlığı ile bilinen Halk evlerinin bu eylemleri ile ana muhalefet partisinin başkanlık tartışmaları üzerinden milleti sokağa davet edici tutumları arasındaki bağı anlamak zor olmasa gerek. Terör örgütlerinin Türkiye’de canlı bomba olmaya yönelik ihale aldıkları bu dönemde ana muhalefet partisinin rejim tartışmaları üzerinden halkı sokağa çağırması da ne oluyor diye sormak umarım abes olmaz. 

HDP’nin teröre bulaşmış siyasi uzantılarının hukuk önünde hesap vermeye başladığı bu günlerde ABD’nin yoğun bir şekilde YPG ve PKK’ya silah takviyesi ise işin başka bir ayağı. DEAŞ’a karşı başarısız olan PKK ve YPG’nin Türkiye’yi suçlayıp sokaklarda eylemlere kalkışarak acısını bastırdığı günlerden TSK karşısında paramparça olan DEAŞ’a destek verdiği günlere geldik.

27 Ocak tarihli başka bir haberde bahar ayları ile beraber PKK’nın koruyuculara ve okullara saldırılarının artacağı bilgisi bölge halkına yine verilmek istenen bir göz dağı ile beraber bahar aylarında yapmayı düşündüğü eylemlerde Kürt halkına benimle misiniz? Değil misiniz? mesajını iletmeyi amaçladığı da söylenebilir. Bunun yanında  FETÖ üyelerinin bahar aylarına yönelik gördüğü özel rüyaları da unutmamak gerek.

Şimdi etkinilaçlama.net sayfasında okuduğum soru cevap kısmından bahsetmek istiyorum. Bir soru var; yılanlar hangi mevsimlerde daha çok görülür? Cevap ise, yılanların daha çok bahar ve yaz aylarında görüldüğünü söylüyor.

Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin bahar aylarında referandum ile millete sorulacağı bir dönemde birileri baharı bekleyen yılanlar gibi ortaya çıkmayı planlıyor. Yılanlar ile mücadelede yapılması gereken ise yine aynı soru cevap kısmında belirtilmiş; yılanlarla mücadele profesyonellik bir iş. Doğru, sadece birkaç bin alımı olan özel kuvvetlere doksan bin vatan evladı başvuru yapıyor. Devlet etkin ilaçlama yapmak için hazırlıklara tam surat devam ediyor…