Gıda ürünlerinde fiyat-kalite dengesi özenle oluşturulmalıdır.

Ama nasıl?

Fiyat-kalite dengesinde hangi maddeler etken oluyor? Fiyat-kalite dengesini bozan sebepler neler?

Şimdi kısaca bunları tanımlamaya çalışacağım…

Fiyat dengesinin ilk aşaması üreticilerde başlamalıdır. Ürün fiyatları oluşturulurken piyasa şartları, ürün azlığı veya çokluğu, ithalat şartları, üreticilerin ve aracıların yüksek fiyat beklentileri, ihracat olanakları, tüketici tepkileri vb. etkenler büyük rol oynar…

Peki, kalite nedir?

Kalite, bir ürünün veya hizmetin ihtiyaçlarımızı karşılayabilme kabiliyetine dayanan özelliklerin tamamıdır.

Kalite bir süreçtir. Üretimin ilk aşaması olan kaliteli toprak, kaliteli tohum ve eğitimli üreticiden başlaar; tüketiciye kadar devam eder…

Ancak, ürün kalitesi fiyat belirlemede daha az baskın bir etken olarak bulunmaktadır.

Türkiye toplumunun en önemli beslenme araçlarından birisi hububat ve bakliyat grubudur. Öyle ise bu sektörün kalite-fiyat dengesine de bir göz atmamız gerekiyor.

Kaliteli hububat ve bakliyat üretiminde en önemli aşamalar; tarlada üretim, standartlara uygun eleme, ayıklama ve uygun ambalajı kullanarak ürünü paketlemektir. Tabii ki tarım ürünü olması nedeniyle uygun depolama ve sergileme şartları olmazsa tüm çabalar boşa gider.

Paketleme sırasında uygulanan tüm işlemler ürün kalitesini direkt etkileyen faktörlerdir. Çünkü bu işlemler sırasında üründeki yabancı maddeler, farklı kalibreler, kırık taneler, bozulmuş taneler vb. üründen uzaklaştırılır. Ürüne uygun ambalaj da bu seriyi tamamlar.

Son yıllarda bakliyat sektörü sürekli bir gelişme içerisinde ancak acımasız rekabet şartları nedeniyle ürün kalitesi de sürekli düşmekte. Özellikle zincir marketlerin öne sürdüğü şartlar gün geçtikçe ağırlaşıyor. Bunun neticesinde paketleyiciler daha kalitesiz ve ucuz ürünlere yöneliyor; eleme ve ayıklama işlemlerini ya yapmıyor ya da gereği kadar uygulamıyor.

Üreticiler kadar ürünü piyasaya süren paketleyici ve satıcı markalar da bazı konularda hassas olmalı.

Ürünün yetiştirildiği yörenin toprak yapısı, yağış yapısı ve ekim düzeni ürünün pişme ve lezzet özelliklerini etkiler.

Ürün içerisinde bulunan yabancı madde oranı kabul edilebilir, uzaklaştırılabilir düzeyde olmalı.

İthal-yerli, yeni-eski ürün ayrımı yapılmalı, karışımlara dikkat edilmelidir.

Örneğin pirinç… Bu üründe inanılmaz bir kaos ortamı hâkim. Firmaların büyük bir kısmı eline hangi çeşit pirinci ucuz geçirdiyse baldo adı altında paketliyor. Kırık oranlarına, ham tanelere, yabancı maddelere, lekeli tanelere, yörelerine kısacası olması gereken hiçbir özelliğe dikkat edilmeden sadece ucuz ürün paketleme yarışı var.

Elbette işini hakkıyla yapan firmalar/markalar da var. Ancak hem ağırlaşan rekabet şartları hem de değişen tüketim alışkanlıklarına ayak uyduramamak sektörü sıkıntıya sokuyor.

Burada işin en önemli ayağını tüketici bilinci oluşturuyor. Tüketiciler bilinirliği olan, güvenilirliğini kanıtlamış ve kaliteyi ilke edinmiş markaları tercih etmeli. Ucuz ve kalitesiz ürünler raflarda her zaman olmuştur. Ancak bu markalar sadece günü kurtarmak amacıyla piyasaya çıkar ve sonra da yok olup giderler.

Hububat ve bakliyat satın alırken tüketicilerin dikkat etmesi gereken birçok nokta vardır…

- Öncelikle ürüne uygun ambalaj ve ürünün yöresi, kalibresi, üretim yılı, üretim izni vb. gibi bilgilerin ambalaj üzerinde olmasına dikkat edilmelidir.

- Genellikle bilinen ve daha önce kullanılmış markalar tercih edilmelidir. Çünkü bakliyat ve hububat ürünleri su miktarı, yağ miktarı, pişirme süresi vb. alışkanlıklarla pişirilen ürünlerdir.

- Aynı rafta yer alan farklı markaların ürünleri mutlaka karşılaştırılmalıdır. Çünkü düşük fiyat sağlama uğruna, aynı ürün isminde farklı ürünler karşınıza çıkabilir.

- Eğer ilaçlama uygulanmışsa yapılan işleme ait kayıtların olmasına dikkat edilmelidir.

- Ürün, fiyat-kalite oranıyla makul seviyede olmalıdır.

- Ürünlerde yabancı madde, kırık tane, lekeli tane olup olmadığına dikkat edilmelidir.

- Ürün satın alındıktan sonra da evlerde, serin ve rutubetsiz yerlerde saklanmalı ve pişirme öncesi mutlaka kontrol edilmeli.

Eğer fiyat–kalite dengesi sağlıklı oluşturulursa satın alma ve ürün satışında daha düzenli şartlar oluşacak; neticede hem üretici hem satıcı hem de tüketicinin kazanç olanakları artacaktır.