Bu köşemizde zaman zaman bilimdeki gelişmeleri ve yeni keşifleri sizlerle paylaşıyoruz. Bu yazımızda insan fıtrat ve tabiatının güzele ve doğruya/olumluya ayarlı olduğuna dair bazı deney sonuçlarını nazara vermek istiyoruz. İbadetle mutluluk arasındaki ilişkiyi gösteren bazı buluşlara yer vereceğiz.
Gün geçmiyor ki insan tabiat ve doğasının Allah ile bağlantısını gösteren yeni gelişmelerle karşılaşmayalım. Bu sonuçlardan ibadet ve imanın insan fıtratının gereği olduğuna dair işaretler elde etmekteyiz.
Araştırmacılar din, Allah ve ruhaniyet kavramlarının beyinde nasıl işlem gördüğünü merak ediyor. Bilim insanları beyinde ortaya çıkan sonuçları tıbbi ve nörobilimsel açıdan araştırıyorlar.
Bildiğimiz MR (manyetik rezonans) cihazı ile insanın beynindeki kan akımına bakarak zihinde neler olup bittiği anlaşılmaya çalışılıyor. Bilimsel çalışmalar beynin farklı bölgelerinin fonksiyonlarını ortaya çıkarmaktadır. MR ölçümlerinden elde edilen verilerle beyinde neler yaşandığını tespit etmek mümkün hale geliyor. Örneğin, bir kişiyi bu makinenin içine alıp, Kuran okuduğunda o kişinin beyninde neler olup bittiği görülebiliyor. Veya bir nimeti “şükürle ve tefekkürle” yiyenle, şükürsüz ve minnetsiz yiyen arasında fark ortaya çıkıyor.
Nörobilimciler, insanların ibadet halindeyken beyinlerinin sergiledikleri performansı, beyin görüntüleme teknolojisi ile incelemekte ve böylelikle insan beyninin dini/ruhî ibadetler ile bağlantıları daha da net ortaya çıkmaktadır.
Bu tarz çalışmalardan ortaya çıkan en ilginç nokta; ibadet sırasında “Dopamin” seviyesindeki artış olmasıdır. Bu durumda şu soru gündeme geliyor: Parkinson hastalığında Dopamin hormonunun eksikliği, hastalığın sebeplerinden ise, o takdirde yoğun ibadet parkinson hastalığının tedavisinde ilaç olabilir mi ?
Bilindiği gibi Dopamin, insanın kendisini mutlu ve huzurlu hissetmesinde kilit hormon. Ne ki insana mutluluk ve huzur veriyorsa, onun bir yaratılış gereği olduğunu anlayabiliriz. Örneğin yeni bilgilerin öğrenilmesinden sonra beyin, mutluluk hormonu olan “dopamin” salgılar. Bu durumda kişi kendini daha iyi hisseder. Dopamin hormonu arttıkça beyin çok daha net ve iyi düşünmeye başlar. Şimdi araştırmalar gösteriyor ki ibadetler de dopamin salgısını artırıyor.
Araştırmacılar hâlihazırda Dopamin seviyeleri ile kendini zinde hissetme ve depresyon arasındaki bağlantıyı inceliyorlar; inanç ve ibadetlerin mutluluğa etkisini araştırıyorlar. Stanford Üniversitesi psikoloji ve sinirbilim uzmanlarından Brian Knutson, beyinde “beklenti” durumunu araştırdı. Knutson şunu söylüyor: “Mutluluk denince ilk akla gelen şey insanların kendilerini iyi hissetmeleridir. Mutluluk büyük ölçüde bir şeyi ummak ve beklemekten ibarettir.”
Bu çalışmaları yapan araştırmacılar şu mealde ifade kullanıyorlar. “Beyin bir inanç makinasıdır. İnançlar, hayatımızın her noktasında etkilidir. İnancımız bizi biz yapan unsurdur. İnançlar, varlığın özüdür.” Doktorlar, bu deneylerin insanların kendilerini daha iyi tanımalarına ve tıbbi tedavilere etkin katkı sağlayacağına dikkat çekiyorlar ve konunun önemine vurgu yapıyorlar.
Konu ile ilgili bilimsel sonuçların ayrıntılarına şu adresteki makaleden ulaşılabilir..
Bu makalede çarpıcı gerçekler dile getiriliyor: Tıp doktorları dahil bilim insanları “din ile bilimin” ayrı olduğu ön yargısından ve eskimiş düşünce kalıplarından sıyrılıyorlar.
Yani bu makalede vurgulanan konulardan birisi de ibadet faaliyetleri ile Dopamin maddesinin yüksek seviyede olmasının sonuçları… İbadetler sırasında Dopamin seviyesinin yükselmesi, nöronlar arası bilginin akışı ve etkin bir şekilde işlenmesi anlamı taşıyor. Bu akış aktif olmadığında günümüzde yaygın olarak başta Parkinson adı altında pek çok hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Bilim insanlarının nihayet kabul etmeye başladı. Mutlu ve huzurlu bir hayatın sırrı ibadette gizli bulunuyor.
Ruhbilimsel deneylerde elde edilen bulgulara göre, mutluluğu yaşayan insanlar, bedenin grip aşısına tepki olarak ürettiği ortalama antikor miktarından %50 daha fazlasını üretiyor. Mutluluk, iyimserlik ve hoşnutluk gibi durumlar, kalp ve damar hastalıklarından tutun da şeker, hipertansiyon, nezle ve üst solunum yolu iltihaplanmalarına kadar birçok hastalıklara ve rahatsızlıklara yakalanma riskini ortadan kaldırıyor ya da azaltıyor.
***
Hollanda’da yaşı geçkin denekler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, iyimser ruh hali ferdin ölüm riskini %50 oranında azaltıyor. Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı Fakültesi ruhbilimcilerinden Laura Kubzansky de bu sonuca binaen şunları söylüyor: “Bu tür ruh durumlarının bedeni bir biçimde etkilediği açıkça ortada. Doktorlar mutluluğun karşı kutbu olan klinik depresyonun, kalp hastalığı, şeker ve bir dizi başka hastalığı körüklediğinin yıllardır zaten farkındalar.”
Depresyon bilim dünyasında uzun zamandır enine boyuna inceleniyor olmasına rağmen, mutluluk konularına ilgi yeni başladı. Depresyon nörokimyası çok daha teferruatlı bir şekilde incelenmiş durumda. Kaliforniya Üniversitesi ruhbilim uzmanlarından Dacher Keltner’in belirttiği gibi duygularla ilgili araştırmaların %90”ı olumsuz duygulara odaklanıyor. Hâlbuki olumlu duygular konusunda henüz cevabı sır olan hayli konu var. Araştırmayı bekliyor.
Bu deney ve çalışmaların, ruhsallığı öne çıkaran uzak uzak doğu dinleri ve meditasyonlara ile ilgili. Daha çok Hıristiyanlık ve Mûsevilik dinleri üzerine yapılmış çalışmalar.
Bilimde kopya ve taklitte kaldığınızda, kendi bilimsel referanslarınızı kurmadığınızda bilimde belirleyici olamıyorsunuz. Örneğin Oruçla ilgili en çok tıbbi araştırma yapan ülkelerin başında Almanya geliyor. Hâlbuki bu tür çalışmalar Müslüman ülkelerde de yapılması beklenir.
Ülkemizde bu alanlarda yeni yeni çalışmaların ortaya çıkması sevindirici. Sonuçlarını geçen yıl duyduğumuz Şanlıurfa Harran Üniversitesinde bir gurup bilim adamı bir çalışma yapılmıştı. Helal kesimde, kurbanlarda hayvanların acı çekip çekmediği araştırıldı. Kesim öncesi ağrı kesici ve sakinleştirici etkisi ile bilinen ve morfinden çok daha etkili olan beta endorfin hormonu seviyesinin çok çok üstüne çıktığı tespit edildi. Araştırma gurup başkanı Prof. Gürbüz Aksoy ile görüşüp konunun ayrıntısı hakkında bilgi almıştım.
http://www.star.com.tr/video/turk-bilim-adamlari-kurban-bayraminda-kesilen-hayvanin-aci-cekip-cekmedigini-arastirdi–video-734190/,
Temennimiz bu tür çalışmaların sayısının artması. Bu anlamda yüzlerce konu hakikatinin pozitif bilimlerle de aydınlatılacağı günleri bekliyor.