Ey Adalet ve Kalkınma Partisi mensupları kalkın ve kendinize gelin…

Kalkın milletin vefasını tartmak yerine kendinize bakın…

Kalkın dünyanın başkenti İstanbul’u yaşanılır kılan bir adama rağmen nasıl bu kadar yara aldık diye kendinizi hesaba çekin…

Kalkın artık kalkın bir adamın omuzları üzerinden kalkın…

Bir adamın sırtından inin…

Bir adamın ümmete kurban ömrünü artık yemeyin…

Kalkın ve sarsılın…

Kalkın ve çocuklar gibi ağlayıp gözyaşı dökün…

Yetim gibi bir yanı olanlar var şimdi kalkın ve helallik isteyin…

Kalkın… Nasıl böyle oldu demek yerine neden böyle olduk sözünü söyleyebilin…

Kim Anadolu kokan sizi bu denli değiştirip, başkalaştırdı…

Kim sizi millete benzemekten uzak eyledi…

Bu kadim, bu selim milletin mesajı direk cihan liderine değildir bilin…

Ve bilin o millet yine cihan liderini sıkı tutmuştur sizi değil…

Onun üzerinden alayınıza bir derstir bu mesaj artık yüzleşin…

Ve artık kabullenin…

Duymaya duyma sitemleri yaklaşan tehlikeler hep sizin kibriniz yüzündendir…

Sizin bugün bulunduğunuz her makam emanettir ve mesaj sonuna kadar sizleredir…

Güç zehirlenmesi yaşadığınız bu çağadır…

Kibrinizden burnunuz düşse alamayacak hale gelişinizedir…

Sarsılmaz zannettiğiniz ayaklarınızadır…

Bir iş alamayınca seçilmiş belediye başkanlarını kafayı takıp kinlenişinizedir…

Bazı belediye başkanlarından memnun olmayan halkın eleştirilerini yukarıya çıkarlarınız uğruna taşıyamamanızadır…

İş kovalamaktan ihmal ettiğiniz partimiz çatırdıyor diye haykırıyor millet duymayan kulaklarınızadır bu mesaj…

Kimsenin sizi eleştirmesine izin vermeyen tavrınızadır…

Dün tahkir eden haller İslam düşmanlarının haliydi, bu gün size ne oldu da cahiliye dönemi adetlerine düşenlerden oldunuz…

Milletin sözü sizin yabancılaşmanızadır…

Milletin ve salih kimselerin nasihatleri karşısında bu mekânın sahibi biziz diyen bakışlarınızadır, o mümine yakışmayan gururlu hallerinizedir bu mesaj…

Dava sözü duyduğunuzda dava ne ki o eskidendi şimdi zaman siyaset yapma zamanı diyen davasızlığınızadır…

Evet on altı nisan akşamı milletin mesajı sevdiği başbakanınadır…

Sonuna kadar sahip çıktığı iktidarınadır…

Evet cihan lideri Sayın Başkomutan Erdoğan’dır…

Ama mesajın büyüğü sizedir, makamlarla olan sınavınızı kaybedişinizedir…

Mevkiler sizi başka bir varlığa dönüştürdü artık durun demektedir millet…

Savrulup gidişinize durun diye haykırmıştır millet…

Bunca hizmet…

Bunca başarı…

Son on beş yılda üç kat büyütülen ülkesini görmüyor değil bu millet görüyor…

Lakin şaşırma, başkalaşma, güç zehirlenmesi yaşama, kendine gel, beni dinlemezsen seni sarsarım mesajı vermiştir millet…

Ben kurtuluş savaşında, ben on beş temmuz darbe gecesinde, senin kibrin galip gelsin diye değil, devletim, vatanım düşmesin diye ölüme yürüyerek gittim demektedir…

Kimi işe yaramazların hoyratlığına kurban edecek değilim davamı demektedir millet…

Yükü ağır Abdülhamidimiz üzerinden saltanat sürmeye çalışmayın izin vermem demiştir millet…

Ey partide görev alan çantacı abiler çatlamadınız mı…

Ey İslam’a hizmetkârlık eden, vatanına çağın Meryem’i olmaya namzet duruşlu Refah partili abladan hiç ilham almayan ablalar halkın mesajı birazda sizedir…

Bu ganimet çağında bunca bozulan adamların yanına, isimlerini yazdıran ablalar mesaj birazda sizin ruhunuzadır…

Aynaya baksanız siz Anadolu insanı gibi duruyor musunuz?

Müslümanlar parayla olan sınanmasını, Müslümanlar güçle olan sınanmasını geçemiyorsa vallahi vebal altıda olanların işi çok zor…

Vallahi bunca güzel zafer sizin gayretiniz ile değil ümmetin lideri ile milleti arasındaki gücün, duanın, salih kimselerin masumluğuna armağan edilmiştir…

Çeyrek asırdır iktidar olan bir parti kendi içindeki mensuplarını siyasal bilgiler fakültesi mezunu kadar donanımlı yetiştirememişse daha büyük bir kıyamet olmadığına şükretmeniz lazım…

Bu kadar nimetin içinde, bu kadar az insan yetişmişse bu suç sizin eserinizdir…

Bir solcu on sekiz yaşında kızıl Moskova ordusunda görev yapacak kadar bilgi sahibi olabiliyor…

Ceddi çocuk yaşta âlim olan bir milletin evlatları dava gördüğü ocakta sadece ganimet kovalıyorsa, o ruhu ona veremeyenler suç sizindir…

Refah partisinde dahi, yani en zor şartlar altında kazandığımız İstanbul, Ankara yüzünü dönmüşse nankör diye söz söyleme hakkına sahip değilsiniz…

Nerde hata yaptık ve milleti nasıl incittik demelisiniz…

Neden bunca başarıya, hizmete rağmen neden yüz çevirdiler hesabını içinizde yapmalısınız…

Resimler teşkilatı…

Sofralar, ziyafetler, karın doyurma teşkilatı…

Tatil partisine dönüştürenler çekip gitmelisiniz…

Teşkilat mensubu olabilmek için torpilin geçer akçe olduğu bir zaman ziyan zamandır…

Temiz insanların referans olması yetmeliydi oysa temiz kadrolar için bu davaya…

Nerde işe yaramaz varsa makam sahibi yaptınız…

Liyakat manası kaybolunca, ismimin yanına selamımı ekle sözü değerli oldu…

Yandaş, candaş çok büyük haksızlıklar doğurdu…

Referansı şerefli hayatı olanlar göz ardı edildi…

İstanbul’un ve Ankara’nın kalbinde kazanılan zafere rağmen gözyaşı dökenler kadar temiz olmadıkça Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecektir…

Sizler milletin sarsmaya çalıştığı kalplerinize dönmedikçe devran değişmeyecektir…

Dün korkusundan bu kadim devleti Yücelten Reis-i bir defa daha tutalım diye sandığa kırgın olsa dahi gidenler bir daha ya gitmezse…

Bir defa daha elini uzatmazsa…

Sen değişmezsen ben seni değiştiririm derse bu Müşfik millet…

Artık yeter diye bağıralım…

Kılıçları çekin demiyoruz, kalpleriniz ile kendinize gelin diyoruz…

Kendinize gelin diyor milyonlarca vatan evladı…

Baştan sona nerde bir eksik varsa hepsini giderecek iradeyi gösterecek İbrahim’i tavır bekliyor aziz millet…

Önce ölümüne yanında durduğu cihan lideri Reis bu çağı değiştirsin diye mesajını net söyledi…

Davasına karşı başarısız olanlardan istifa ediyorum diyecek izzetli bir duruş bekliyor millet…

Makamların hakkını veremeyen her kimse artık makamları işgal etmemenizi bekliyor millet…

Yen’i bir ruh, yeni bir heyecan bekliyor millet…

Parti kimsenin kapak atarsak kurtuluruz dediği yer olmamalı…

Parti sizi zenginleştirme aracına dönüşmüşse günü geldiğinde yıkılmaz sandığınız kaleleriniz yıkılır bilesiniz…

Bu dava bize Kıyamete kadar lazım…

Milletin kalbinin incindiği yerde Allah’ında kalbi incinir bilmelisiniz…

Sorulmaz mı sandınız yetim hakkı sorulur bayım sorulur…

Sorulur lüksten canı çıkan hanım kardeşim sorulur…

Bir adamın omuzlarında koca bir dava…

Her şeyi sen yap usta her şeyi sen yap…

Ne kadarda güzel bir taksim…

Kurt yapmazdı bu taksimi kuzulara şah olsa diyor ya üstat işte öyle usta…

Ey bu ülkenin sivil toplum kuruluşları…

Artık sizlerde kendinize gelin Allah için…

Devlete insan yetiştiren kurumlara dönüşün, yetişmiş insan kıtlığı çekiyorsak o eleştirdiğiniz insanlar kadar sizde vebal altındasınız…

Devlet güçten faydalanma yeri değildir, devlet hep birlikte tutup kaldırdığımız yurdumuzdur…

Bu güç zehirlenmesi yaşadığımız çağda, partili partisiz herkes kendini sarsmalı…

Herkes bir öze dönüş Hicret’i yaşamalıdır…

Müslümanlar kendini bu gün sorgulamaz ise yarın çok geç kalacaktır…

Eğer içerde hesaplaşılırsa, ibret alınırsa…

Allah günahlarından yüz çeviren topluluklara zaferler nasip edendir…

Kibrini yenemeyenler bizden değildir…

Adalet duygusu olmayanlar bizden değildir…

Dünyalık ganimetler için canı çıkan kırk taklacılar bizden değildir…

Millete benzemeyenler bizden değildir…

Daha hasbi, daha insani, daha İslami bir şuura kuşanmak kurtuluşumuz olacaktır…

Milletin mesajı doğru okunursa murad edilen her şey gerçek olacaktır…

Hedefler menzile varacaktır…

Ancak değişim mutlaka olmalıdır…

Biz Anadolu’nun kalbine benzemezsek tehlike hep kapıda durur…