CHP, kendi içinde çelişkilerle dolu bir parti…

Tarihi olaylara yaklaşımı hep sıkıntılı, tarihi hep ideolojik takıntı içinde ele almaktalar.

Tarihî olayları unutma, unutturma ve çarpıtma konusunda bir hayli uzmanlaşmışlardır.

En son 6 Mayıs paylaşımlarını görünce böyle bir parti, böyle bir particilik anlayışı nasıl olur diye bir kez daha düşündüm.

6 Mayıs ne oluyor? Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam yıl dönümü…

Peki, Deniz Gezmiş ve arkadaşları tamamen suçsuz yere mi asılmışlardı. O dönemi bilenlerin şahitliği böyle söylemiyor.

İdamından önce birden çok defa tutuklanması, ceza alınca yurt dışına kaçması, gerilla eğitimi alıp sonra Türkiye’ye dönmesi vb. pek tekin biri olmadığının göstergeleri…

Suçlandığı konulardan bazıları şunlardır:

Silahlı mücadele için Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu kurmak,ABD Büyükelçiliği önünde nöbet tutan polislere kurşun sıkmak, banka ve araba soygunları yapmak, biri asker olmak üzere birden çok kişiyi silah zoruyla kaçırmak ve kaçırılan askerin evine baskın yapıp hanımını yaralamak,Şarkışla ve Gemerek’te güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya girmek vb.

Hepsini geçtik… Peki, Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilirken iktidarda kim var?

CHP’den istifa eden Nihat Erim’in kurduğuara rejim hükümeti…

İdam kararı Meclis’ten nasıl geçiyor?

450 üyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oylamaya 323 milletvekili katılıp 273 evet oyuna karşı 48 hayır oyu ile idam cezası onaylanıyor. Sadece Adalet Partililer değil, CHP içinden de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı için 28 evet oyu çıkıyor, iki CHP’li çekimser… Geri kalanı ise oylamaya katılmıyor.

Yani CHP’li vekiller, Meclis’e girmiş, 30 vekili de HAYIR demiş olsa bu üç kişi idam edilemeyecek.

Peki, o dönemde idamı engellemek için bir şey yapmayan hatta destekleyen CHP ve yandaşları şimdi ne yapıyor? Terör faaliyetlerinden asılmış bu kişilerden kahraman çıkarmak için algı operasyonları…

CHP’nin önce hayatını zindan edip sonra da kahraman ilan ettiği kişiler sadece bunlar değil tabii… Daha kimler var, kimler?

Bunların başında da Nazım Hikmet geliyor.

Şu anda baş tacı ettikleri, methiyeler düzdükleri, bayraklaştırdıkları Nazım Hikmet’e hayatı ve ülkeyi zindan etmişler, zindanlarda çürütmüşler, sonra da vatandaşlıktan çıkarmışlardır.

1925’ten itibaren hakkında nice davalar açılmış, sürgünlere gönderilmiş, hapislere atılmıştır. 1938’de orduyu ayaklanmaya kışkırtmaktan 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmış ve bunun 12 yıldan fazlasını hapislerde geçirmiştir.

Düşünün işte hayattayken terörist muamelesi yapıp fikirlerinden dolayı hapislerde çürüttükleri adamı şimdi kahraman olarak lanse ediyorlar.

Trajikomik olan ise CHP’nin bayraklaştırdığı bu kişiye 2009’da Ak Parti tekrar vatandaşlık vermiştir.

Çok uzatmayayım ama son kişi olarak da Sabahattin Ali’yi analım:

Yine Sabahattin Ali de fikirlerinden dolayı CHP tarafından sürekli takibata uğrayan, yazılarından dolayı hapislere atılan birisi… Daha sonra ise önce anlaşmalı olarak kaçak yollardan yurt dışına gitmesi istenen, sonra öldürtülen birisi… Tabii sonra da sahiplenildiğini söylemeye gerek yok…

Bir de Tunceli meselesi var ki ne anlatılır ne anlaşılır.

Önce Tunceli halkı CHP tarafından komple terörist olarak imha edilmeye kalkıldı, sonra da mağdur ve mazlum olduğu savunularak ayrıcalıklar tanındı, acıları üzerinden rant devşirildi.

Sahi Tunceli halkını bombalama emrini Recep Tayyip Erdoğan mı vermişti? Bombalayan da Selçuk Bayraktar mıydı yoksa?