İlk olarak hiçbir zaman aklımdan çıkmayan, bana daima şüphe uyandıran bir söz ile başlayayım…

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ‘’ Bilgilerinizi Asla Satmıyoruz’’

***

Hemen hemen gittiğim her konferansta vurguladığım bir konu vardı…

Dünyada şu an en kıymetli madenin aslında ‘’VERİ’’ madeni olduğuyla ilgili. Geçmiş yazılarımda da bu konuya değindim.

***

Donald Trump’ın bugünlerde paylaşımını silen Facebook, Trump’ın ekibine ‘’yanlışlıkla’’ veri sızdırıp, başkanlığı göğüslemesine en büyük etken olarak yıllardır konuşuluyordu.

Penn Üniversitesi bu konuyu detaylı olarak araştırdığında ortaya ‘’insan mühendisliği’’ diyebileceğimiz inanılmaz bir algoritma karşımıza çıkmıştı.

***

Bu algoritmaya göre,

Beğendiğiniz 10 gönderi ile Algoritma sizi tanımaya başlıyor,

70 gönderi ile Algoritma çevrenizi tanımaya başlıyor,

300 gönderi ile sizi, sizden daha iyi tanıyor…

***

Yani insanların Facebook veya Instagram’da beğendiği her gönderide algoritma sizin dijital beyninizi oluşturuyor ve içine neler koyabileceğinizi yönetenlere bırakıyor.

Siyasi görüşünüz, tuttuğunuz futbol takımı, beğeneceğiniz ayakkabı, yiyeceğiniz yiyecek.

Bunların hepsini biliyor ve sizi ona göre yönlendiriyor!

***

Dehşet verici ve ürkütücü…

Bu konu fark edildiğinde davalar açıldı fakat algoritma belkide önümüzdeki 20 senenin dijital beyin haritasını çıkarmış oldu.

***

Bu verilerin sahibi bana göre hala Trump…

Ve bu veriler Trump’ın elinde olduğu sürece, anketler ne derse desin, önümüzdeki Amerika başkanlık seçimlerinde kaybedeceğini pek düşünmüyorum.

***

Çünkü izlediği politika, söylediği sözler ne kadar tepki çekse de ulaşmak istediği ve başkanlığı kazanmasını sağlayacak kitleyi besliyor…

Çünkü onları çok ama çok iyi tanıyor.

 

Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Erdal Çetinkaya; Hoş geldiniz

Geçtiğimiz günlerde Twitter’da Erdal Beyin Twitter hesabı açtığını gördüm…

Geç bile kalınmıştı böyle önemli bir birimin başında olan kişi için.

Dijitalde kişisel ağırlığını gösteriyor olması yapmış olduğu ilk paylaşımını çok daha anlamlı ve ulaşması gereken yerlere net bir şekilde ifade etmiş oldu.

‘’Unutmayalım! Ortam SANAL olsa da suç GERÇEKTİR.’’

İşaret ettiği nokta, ortamın sanal olduğunu sanan ve bu doğrultuda paylaşımlar yapan, kadınlara ‘’dijital taciz’’ de bulunan, potansiyel ‘’dijital gasp’’ düşüncesinde olan kişilere…

Mesajı net bir şekilde idrak etmişlerdir ki etmiş olduklarına inanıyorum.

Erdal beyin, dijital dezenformasyon çalışmalarına karşı daha önceki yazılarımda sunmuş olduğum bazı önerilerimide dikkate alacağını düşünüyorum…